14 Mayıs seçimlerine saatler kala Batı basınında Türkiye’deki seçimlerle ilgili analizler peş peşe yayınlanıyor. ABD’nin New York Times gazetesinde Steven Erlanger ve Anatoly Kurmanaev imzalı haberde “Avrupalı liderler ‘daha kolay bir Türkiye’ye’ sahip olmaktan memnuniyet duyarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pazar günkü seçimlerde iktidarını kaybetmesi halinde Rusya önemli bir ekonomik ve diplomatik ortaklığı kaybedebilir” yorumu yapıldı.
‘AVRUPALI LİDERLERİN ERDOĞAN’IN KAYBETMESİ HALİNDE SEVİNECEKLERİ SIR DEĞİL’
Seçimlerin Batı başkentlerinde, NATO karargahlarında ve Kremlin’de dikkatle izlendiği vurgulanan analizde Batılı liderlerin Türkiye’nin iç siyasetine karışmakla suçlanmamak için resmi olarak tercihlerinden bahsetmediği ancak Avrupalı liderlerin ve ABD’deki Joe Biden yönetiminin Erdoğan’ın kaybetmesine sevinecekleri söylendi.
BILDT: HEPİMİZ DAHA KOLAY BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ
NATO’nun stratejik açıdan önemli bir üyesi olan Türkiye’nin Erdoğan yönetiminde Avrupa Birliği için giderek daha sorunlu bir ortak haline geldiği ve çoğunun Türkiye’nin AB üyeliğine şu ana desteklemediği vurgulanan analizde eski İsveç Başbakanı Carl Bildt’in cuma günkü “Hepimiz daha kolay bir Türkiye istiyoruz” sözlerine yer verildi.
“Avrupalı liderler, sessizce Erdoğan’ın yenilgisini desteklerken, özellikle de Erdoğan az farkla kaybederse veya seçim ikinci tura giderse, seçim sonrası kargaşa potansiyeli konusunda endişeleri artıyor” denilen analizde Bildt’in sözlerinin devamında “Bu seçim bir dönüm noktası. Ama demokrasi tehlikede. İkinci endişem ise bir güçler ayrılığı anlamına gelen bir sonuç almamız. Erdoğan başkanlığındaki güçlü bir cumhurbaşkanlığı ve istikrarsız bir muhalefet koalisyonu tarafından kontrol edilen bir Türk Meclisi. Bu durumda anayasal çıkmaza girme riski oldukça yüksek” dediği aktarıldı.
‘ERDOĞAN’IN DEVRİLMESİ DURUMUNDA PUTİN KAYBEDEN OLARAK GÖRÜLECEK’
New York Times’ın analizinde Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığını kazanması durumunda Rusya ile ekonomik bağlarını sürdürme sözü verdiği ancak Erdoğan’ın Ukrayna’daki hassas dengeleyici hareketini sürdürüp sürdürmeyeceğinin belirsizliğini koruduğu yorumu yapıldı. Ancak “Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in ortaklığı her zaman ideolojik yakınlıktan çok karşılıklı çıkarlara dayalı oldu ve iki ülke Kafkasya ve Ortadoğu’da nüfuz için rekabet etmekte” denilen makalede “En önemlisi, iki lider Suriye ve Libya’daki silahlı çatışmalarda farklı grupları destekliyor” ifadesine yer verildi.
Rusya’nın Ukrayna saldırısından sonra Türkiye ilişkilerin önem kazandığı ifade edilen analizde “Moskova’ya Batı yaptırımlarını uygulamayı reddeden Erdoğan, Kremlin’i tecrit etme çabalarının baltalanmasına ve savaşı finanse etmek için gereken fonlarda çektiği sıkıntıya yardımcı oldu. Aynı zamanda, tökezleyen Türk ekonomisi son zamanlarda büyük oranda indirimli Rus petrolüyle ziyafet çekti ve Erdoğan’a üçüncü beş yıllık görev süresinde yardımcı oldu” dendi.
Analizin devamında ise şu ifadelere yer verildi: ” Washington’da Erdoğan’ın otoriterliğe kayması, Rusya Devlet Başkanı Putin ile bağları ve NATO ile olan anlaşmazlıkları yetkilileri çileden çıkardı ve hatta bazı ABD Kongresi üyelerinin Türkiye’nin NATO ittifakından çıkarılmasını önermesine yol açtı. ABD, Avrupa Birliği ve daha az ölçüde NATO muhalefetin zaferinden kazançlı çıkarken, Erdoğan’ın devrilmesi durumunda Putin neredeyse kesinlikle kaybeden olarak görülecek.”
