Ekonomi

Esnaf, enflasyon ve zam mengenesinde

Tugay Candan – @TugayCandann

Mail: [email protected]

Enflasyon ve zamların en çok etkilediği kesimlerden biri olan esnaflar da mengeneye sıkışmış durumda. Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde kafe işleten Murat Bal, “O kadar ezilmiş ve sıkılmış durumdayız ki ne yapacağımızı bilemiyoruz” derken, asıl çözümü işçilerin gösterdiğini ve mücadeleyle iktidarın değişmesi gerektiğini söyledi.

AKP’nin ekonomideki politikaları nedeniyle sadece resmi rakamlara göre bile yüzde 50’ye dayanan enflasyon ve zamlar vatandaşı nefes alamaz duruma getirdi. Bu zamlardan en yakıcı olanı ise yeni yılla birlikte elektriğe getirilen fiyat artışı oldu.

Ülkenin birçok noktasında halkın enerji şirketlerinin önünde tepki gösterdiği zamlardan en çok etkilenen kesimlerden biri de esnaflar.

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde kafe işleten Murat Bal, ekim ayından itibaren doların yükselmesiyle 10. ayda 1046 lira gelen elektrik faturasının; 11. ayda 2 bin 10, 12. ayda 2 bin 500, bu yılın ilk ayında yani ocakta ise 4 bin 500 bin liraya yükseldiğini söyledi. Ocak ayında daha az elektrik kullanmalarına rağmen faturanın katlandığını dile getiren Bal, elektrik zammının bel büktüğünü ve sadece bir kalemde yüzde 130’luk bir zamla karşı karşıya kaldıklarının altını çizdi.

Bunun yanında elektrik kadar olmasa da su fiyatlarına da yüklü bir zam geldiğine dikkat çeken Bal, “Standart kullanmamıza rağmen ekimde 190 lira gelen su faturası bu ay 490 lira civarı geldi” dedi.

SADECE ENERJİ ZAMLARI DEĞİL…

Bal, diğer kalemlerdeki zamlara ilişkin ise şunları söyledi:

Dolar 18 lira olduğu gün ben alışverişe gittim, bir gün önceki fiyatlarla arada uçurum vardı. En kötü ürüne en az yüzde 30’luk bir zam gelmişti. Ben bu fiyata almama rağmen fiyatlarda o gün o zammı uygulayamadım. Sonra dolar düştü ama fiyatlar düşmeyi bırakın, katlanarak artmaya devam etti.

Bugün pazarda beş dakika durdum, çok az tezgah gezdim. Dakikam 100 liraya geldi; biber, domates, salatalık, patates, soğan ve meyve gibi ihtiyaçları aldım ve 6 kalem mala 500 lira ödedim. Geçen sene 120-130 liraya yaptığım alışverişi bugün 500 liraya yapamadım. Pazar arabamdan peynir çalındı bugün mesela. İnsanlar bu durumda.

‘İNSANLARA 25 LİRAYA KAHVE SATAMAM’

Bal, yapılan bu zamların ancak küçük bir kısmını müşteriye yansıtabildiklerini söyledi. Bal, şu ifadelerini kullandı:

Bu zammı nasıl müşteriye yansıtabiliriz diye düşündük. Biraz vicdanlı ve onurlu esnaf olma çabamızdan kaynaklı bu zammın küçük bir miktarını insanlara yansıtabildik. Bu zamlar bizim kendi cebimize koyduğumuz paradan gitmiş olacak bu ay.

Bunları cebimden vermek zorundayım. Ben insanlara 25 liraya kahve satamam, 10 liraya çay satamam, ısınma ücreti alamam. Zaten mikro bir işletmeyiz, müşteri tipolojimiz belli. Bu yanıyla en çok ezilenlerden biriyiz.

Ben pandemi süreci de göz önüne alındığında 1 yıldan fazla süredir cebimden yiyorum. Bu da aslında aldığım kredilere bağlı. Yani borçlanarak devam ediyoruz. Zaten devlet destekleri de yok denecek kadar az. Deyim yerindeyse çekirdek parası veriyorlar. Bu benim kirama bile yetmiyor. Bunun üzerine krediye yönlenmek zorunda kaldı insanlar. Toplumsal katmanda en çok sıkışan biziz. Parası olan bir günde daha da zenginleşti, parası olmayan ise yoksullaştı.

Bal, bu tablonun sorumlusunun iktidarın bilinçli politikaları olduğunu söylerken; doların yükseleceği algısının pompalandığını, insanlara yatırım yolu gösterildiğini, insanların birikimlerini korumak için bu yola başvurduğunu belirterek, “Sonra gece yarılarından Merkez Bankası üzerinden sattıkları dövizleri, alttan topladılar ve döviz düştü. İnsanları mengenenin içinde sıkıştırdılar“ dedi.

‘NE YAPACAĞIMIZI BİLEMİYORUZ’

Bal, bu koşullarda sürecin nasıl ilerleyeceğine dair bir öngörüsü olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

Bundan sonraki sürece dair bir öngörüm yok. Yarın başımıza işimizle ilgili, geleceğimizle ilgili ne geleceğini bilmiyoruz. Artık yıllık ya da aylık plan yapamıyoruz, günlük yaşar olduk. Ülkemizde bir denge sorunu var. Bu sorunun nedeni de devletleşmiş, yolsuzlukları ayyuka çıkmış olan iktidardır. Ülkenin üretim alanını, dinamiklerini özelleştirerek bu günlere getirdiler bizi.

Salgın ve bu tür ekonomik kriz durumlarında insanlar ilk önce konfor alanlarından feragat ediyor. Kahve içmek ve sohbet etmek için buraya gelmiyor artık mesela… Evinde buluşuyor ve orada vakit geçiriyor. Salgın döneminden sonra bunu zaten aşamadık.

O kadar ezilmiş ve sıkılmış durumdayız ki ne yapacağımızı bilemiyoruz. Aklıma kepenk kapatmak gelmiyor desem yalan olur.

‘FATURAYI ÖDEMEYECEĞİM’

Yapılacak ve gerçekten çözüm olacak tek şeyin iktidarın değişmesi olduğunu dile getiren Bal, işçi direnişlerine dikkat çekerek, işçilerin aslında kendilerine de yol gösterdiğini söyledi. Bal, “İşçileri örnek alarak fiili meşru mücadele zemininde sivil itaatsizlik olarak ben de bu faturayı ödemeyeceğim. Çünkü bu kesilen fatura bana ait değil. Her alanda bu mücadeleyi sürdüreceğiz, faturaları teşhir edeceğiz” şeklinde konuştu.

‘ASIL TALEP HÜKÜMET İSTİFA OLMALI’

İlk taleplerinin zamların geri alınması olduğunu ama bunun yapılmayacağını bildiklerini dile getiren Bal, “Benim tek başıma verebileceğim bir mücadele yok, asıl odaklanılması gereken ise toplumsal bir mücadeleyle bu iktidarın değişmesi olmalı. Asıl talep ‘hükümet istifa’ olmalı” dedi.



Yazıyı Kaynağından Okuyun →

Mert Ege

Editör, 28 yaşında, Gazetecilik mezunu. Gündemi takip ederek sizlere en güncel ve gerçek haberleri ulaştırmayı hedefler. Objektif ve ilkeli yayın kendisi için en önemli ve hassas konuların başında gelir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu