Yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 23,2 oldu
Yılın ilk enflasyon raporunun açıklandığı toplantıda konuşan Şahap Kavcıoğlu, “2022 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 11,8’ten yüzde 23,2’ye yükseldi. 2023 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 8,2 oldu” dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, “Enflasyon Raporu 2022-I”in tanıtımı amacıyla bugün Ankara’da bilgilendirme toplantısı düzenledi.
Yılın ilk enflasyon raporunun açıkladığı toplantıda ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kavcıoğlu, “Türkiye, OECD ülkeleri arasında net ihracatın büyümeye en fazla katkı yaptığı ülkeler arasında yer aldı” derken, hizmet gelirlerinin de salgın öncesi seviyeye ulaştığını söyledi.
Enflasyon rakamlarına dair de konuşan Kavcıoğlu, “2022 yıl sonu gıda enflasyonu tahmini yüzde 13,9’dan yüzde 24,2’ye yükseldi. 2023 yıl sonu gıda enflasyon tahmini yüzde 10 oldu” derken, “2022 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 11,8’ten yüzde 23,2’ye yükseldi. 2023 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 8,2 oldu” ifadelerini kullandı.
TL’nin döviz karşısında tarihinin en düşük seviyesini gördüğü 20 Aralık gecesinde “vurgun” yapıldığına ilişkin iddialar daha önce dile getirilirken, konuya ilişkin açıklama yapan Kavcıoğlu 20 Aralık’ta TCMB tek kuruş satmamıştır. Bireysel ve kurumsallar 20 Aralık’ta 2,25 milyar dolar sattı. Bilançoda rezervlerin düşmesine yönelik yorumlar yanlıştır” savunmasında bulundu.
Kur korumalı TL mevduatı ile kurun enflasyona olan etkisinin sıfırlanacağını öne süren Kavcıoğlu, “Enflasyonun indirilmesinin en önemli ayaklarından biri bu” ifadesini kullandı.
‘TÜRKİYE’NİN DIŞ TALEP GÖRÜNÜMÜ OLUMLU SEYRİNİ KORUMAKTADIR’
Bloomberg HT’nin aktardığına göre Kavcıoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
“Son rapordan bugüne dek varyantlara ilişkin risklerin canlı kalması bazı ülkelerde 2022 büyüme görünümünü olumsuz etkiledi. Küresel iktisadi faaliyet üzerindeki risklerin sınırlı olduğunu değerlendiriyoruz, Türkiye’nin dış talep görünümü olumlu seyrini korumaktadır.
Doğal gaz fiyatları yüksek seyrediyor.
‘MERKEZ BANKALARI ARASINDA SÖYLEM AYRIŞMASI ARTIYOR’
Küresel enflasyonda dikkat çeken artışlar gözleniyor. Dünya genelinde manşet ve çekirdek enflasyon hız kazandı. Enflasyonun etkileri merkez bankaları tarafından yakından takip ediliyor. Gelişmiş ülke merkez bankaları arasındaki söylem ayrışması artıyor.
‘ARALIK AYINDA SERMAYE ÇIKIŞI GÖZLENDİ’
Gelişmekte olan ülkelere portföy girişleri olduğunu gözlemliyoruz. Portföy akımları hala salgın öncesi seviyelere ulaşamadı. Çin dışındaki hisse senedi piyasalarına da girişler olduğu, Türkiye’ye yönelik sermaye girişleri kasım ayında devam ederken, aralık ayında çıkış gözlendi.
‘TÜRKİYE, OECD ÜLKELERİ ARASINDA NET İHRACATIN BÜYÜMEYE EN FAZLA KATKI YAPTIĞI ÜLKELER ARASINDA’
Türkiye’de iktisadi faaliyet 3. çeyrekte kuvvetli seyrini sürdürdü. Türkiye, OECD ülkeleri arasında net ihracatın büyümeye en fazla katkı yaptığı ülkeler arasında yer aldı.
KORONAVİRÜS SALGINI
Aşılamanın hızlanması küresel ekonomideki toparlanma sürecini destekliyor. Dış talebin iktisadi faaliyete katkısı artıyor. Vaka sayılarında artış gözlense de izolasyon tedbirleri küresel ölçekte daha gevşek uygulanıyor. Daha gevşek önlemler turizm faaliyetindeki toparlanma eğiliminin belirginleşmesinde önemli rol oynadı. Kartla harcama verilerine göre salgından daha çok etkilenen hizmet sektörlerinde artış oranlarının daha yüksek olduğunu görüyoruz.
‘TL FİNANSMAN İMKANLARI YATIRIMLAR İÇİN ÖNEMLİ’
Anket verileri firmaların yatırımlarını artırma eğiliminde olduğunu gösteriyor. İlave kapasite ihtiyacının önümüzdeki dönemde de yatırım talebini destekleyecek bir unsur olduğunu değerlendiriyoruz. Uzun vadeli TL finansman imkanları yatırımlar için önemli.
‘HİZMET GELİRLERİ SALGIN ÖNCESİ SEVİYELERİNE ULAŞTI’
Yüksek frekanslı veriler iş gücündeki toparlanmanın iktisadi faaliyetle uyumlu görünüm sergilediğini gösteriyor. Önümüzdeki dönemde istihdam artışının devam edeceğini öngörüyoruz. Hizmet gelirleri salgın öncesi seviyelerine ulaştı.
‘CARİ DENGENİN 2022’DE FAZLA VERECEĞİNİ ÖNGÖRÜYORUZ’
Altın ve enerji dışarıda bırakıldığında cari dengedeki iyileşmenin sürdüğünü görüyoruz. Cari dengenin 2022’de fazla vereceğini öngörüyoruz. 4. çeyrekte yıllık kredi büyümesi tarihsel ortalamalara yakınsadı. Ticari kredilerdeki gelişmeyi önemsiyoruz.
ENFLASYON GÖRÜNÜMÜ
Yılın son çeyreğinde döviz kuru gelişmeleri enflasyondaki yükselişin en önemli belirleyicilerinden biri oldu. Enflasyondaki yükselişte temel mal, gıda ve enerji grupları öne çıktı.
3. çeyrekte iç talep ivmelendi. Takip eden çeyrekte iç talebin olumlu seyrini koruduğunu gözlemliyoruz. Büyümenin daha dengeli bir kompozisyonda gerçekleştiğini görüyoruz.
‘DÖVİZE BAĞLI FİYATLAMA ENFLASYONDA EN BELİRLEYİCİ UNSURLARDAN’
Döviz kurlarına bağlı fiyatlama davranışı enflasyonu yükselten en belirleyici unsurlardan oldu. Kur gelişmelerinin ve ithalat fiyatlarının yanı sıra tedarik zincirindeki aksamalar da üretici fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Teslim sürelerinin yeniden uzadığını görüyoruz.
FAİZ KARARI
Politika faizinde eylül-aralık döneminde toplamda 500 baz puan indirim yaptık. Ocak ayına geldiğimizde faizi sabit tutmaya karar verdik. Kararların birikimli etkilerini yakından takip ediyoruz. TL’yi öncelikleyen geniş kapsamlı bir gözden geçirme sürdürüyoruz.
Emtia fiyatları önceki rapora göre yüksek seviyelerini korumakla birlikte oynak bir seyir izledi. Ham petrol tahminini 2022 yılı için ortalama 80,4 dolar oldu.
‘YIL SONU GIDA ENFLASYONU TAHMİNİ YÜZDE 24,2 OLDU’
2022 yıl sonu gıda enflasyonu tahmini yüzde 13,9’dan yüzde 24,2’ye yükseldi. 2023 yıl sonu gıda enflasyon tahmini yüzde 10 oldu.
‘2022 YIL SONU ENFLASYON TAHMİNİ YÜZDE 23,2’YE YÜKSELDİ’
2022 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 11,8’ten yüzde 23,2’ye yükseldi. 2023 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 8,2 oldu.
Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; bir süredir küresel emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktaydı. Son aylarda ise bunlara ek olarak, döviz piyasasında yaşanan sağlıksız fiyat oluşumlarına bağlı döviz kurlarına endeksli fiyatlama davranışları önemli rol oynadı.
‘DEZENFLASYON SÜRECİNİN BAŞLAMASINI ÖNGÖRÜYORUZ’
Fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan adımlar ile birlikte, sağlıksız fiyat oluşumlarının zemini ortadan kaldırılmıştır. Fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan adımların sonuçlarına ek olarak, arz-talep uyumsuzlukları ve tedarik süreçlerindeki aksaklıkların kademeli olarak azalması ile önümüzdeki aylarda dezenflasyon sürecinin başlamasını öngörüyoruz.
Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir.
Enflasyonu artıran arz-talep uyumsuzlukları ve kapasite kısıtlarının ortadan kaldırılmasını ve cari işlemler dengesindeki eğilimin güçlenmesini önemsiyoruz. Bu bağlamda, ticari ve bireysel kredileri yakından takip ediyoruz. Ekonomiye sağlanan kaynakların, etkin bir biçimde, amacına uygun faaliyetlere yönlendirilmiş olmalarını sürdürülebilir fiyat istikrarı için gerekli görüyoruz.
LİRALAŞMA STRATEJİSİ
“Liralaşma Stratejisi” TCMB’nin politika gözden geçirme sürecinin asli unsurlarından biridir. “Liralaşma Stratejisi” yeni finansal ürünler, teminat çeşitlendirilmesi ve likidite yönetimi uygulamaları vasıtasıyla, Türk lirasının sistemdeki kullanımını merkeze alan bütüncül bir yaklaşımla oluşturulmaktadır. Bu strateji kapsamında TCMB, bir dizi uygulamayı yakın zamanda hayata geçirmiştir.
2021 yılı aralık ayında yabancı para ve altın mevduatların TL’ye dönüşümü desteklenerek, TL mevduat tercihinin güçlenmesi yönünde bir adım atılmıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tamamlayıcı ürünüyle birlikte döviz kurlarında oluşan sağlıksız fiyat oluşumlarının önü alınmıştır.
Para politikası aktarım mekanizması etkinliği açısından, fonlama miktarı, kullanılan araçlar, dağılım, vade ve teminat yapısı gibi likidite yönetiminin unsurları önem arz etmektedir.
Bu çerçevede, mevcut Türk lirası likidite yönetiminin temel bileşenleri olan APİ ve swap işlemlerinin büyüklüğü, toplam fonlamadaki payları, imkân bazında dağılımı ve teminatlandırma yapısı “Liralaşma Stratejisi” kapsamında gözden geçirilmektedir.
Reel sektöre finansal sistem tarafından sağlanan kredilerin belirlenmiş amaçlarına uygun kullanımı, söz konusu buluşmanın finansal istikrarı güçlendirmesi dolayısıyla Türk lirasının temellerinin sağlamlaştırılması açısından elzemdir.
Bu kapsamda, TCMB ihracatı ve yatırımları reeskont ve Yatırım Taahhütlü Avans Kredileri (YTAK) yoluyla desteklemektedir. Bir yandan hedefli kredilerle ihracat ve cari dengeyi, yatırımları ve istihdamı destekleyerek; diğer yandan kredi büyümesini dengeli bir bileşimle istikrarlı kılacak adımları atarak fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde tesis edilmesine katkı sunacağız.
TCMB’nin politika gözden geçirme sürecinde liralaşma stratejisi çerçevesinde, yakın, orta ve uzun vadede devreye alınacak tüm uygulamaların odağı, fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla finansal sistemin liralaşmasını sağlamak olacaktır.”
‘MERKEZ BANKASI 20 ARALIK’TA TEK KURUŞ SATMAMIŞTIR’
20 Aralık’ta TCMB tek kuruş satmamıştır. Bireysel ve kurumsallar 20 Aralık’ta 2,25 milyar dolar sattı. Bilançoda rezervlerin düşmesine yönelik yorumlar yanlıştır. Rezervlerdeki düşüşte BOTAŞ’a yapılan döviz satışı etkili oldu. Rezervlerimizin yükseltilmesi yönündeki çalışmalarımız yoğun şekilde devam ediyor. BAE ile swap anlaşması yaptık. Bir iki ülke ile görüşmelerimiz devam ediyor.
Kur korumalı TL mevduatı modelimizle kurun enflasyona olan etkisi sıfırlanmış olacaktır. Enflasyonun indirilmesinin en önemli ayaklarından biri bu.
‘LİRALAŞMA STRATEJİSİ İLE ENFLASYON TEK HANEYE İNECEK VE TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİNDEN KALKACAK’
“Liralaşma Stratejisi” enflasyonun üzerinde olumlu etki gösterecek. Dezenflasyon sürecini hızlı bir şekilde başlatacağız. Liralaşma süreciyle enflasyon tek haneye inecek ve Türkiye’nin gündeminden kalkacak.
BANKALARA ÇAĞRI
ÜFE’nin TÜFE’ye yansıyacağı yorumları yanlış. Piyasa faizleri konusunda Aralık ayında yaşanan olayları baz alarak konuşmak çok doğru değil, bankalarla biz de görüşüyoruz, bankalar da gerekli adımı atacaktır. Kur korumalı enstrümanda yavaş davranan bankalar var, buradan onlara da sesleneyim.
Bankacılık sektörü kaynaklarında maliyet düşüyor, vade uzuyor. Türkiye ekonomi modelinde TCMB olarak üzerimize düşen düşük maliyetli finansman konusunda gereğini yapıyoruz. Sadece TCMB’nin sağladığı imkanlar bu işe yetmez, bütün bankacılık sektörünün de bu işe girmesi lazım, daha düşük oranda kredileri finanse etmeleri gerekiyor.
Bankanın ortalama maliyetleri yüzde 16-17 civarında. Bu maliyetlerle yüzde 30’larda kredi vermeleri doğru değil. TCMB olarak bu maliyetlerle yüksek faizli kredi verilmesine razı değiliz. Cumhurbaşkanımız bu konuda söylediklerinde haklıdır.
Türkiye’nin kalıcı fiyat istikrarını sağlayabilmesi için üretimi artırması lazım cari dengeyi sağlaması lazım. Bunun dışındaki kararların geçici olduğunu gördük.
İç borçlanmada dövizle borçlanma diye bir şey söz konusu olmayacak. Kur korumalı mevduata DTH’lerden dönüş 4,7 milyar dolar oldu. Tüzellerle birlikte bu rakam artacaktır.”