‘Orta ve alt gelirlinin sırtına yeni bir vergi yükü’
Ayşenur Önal
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek” açıklamasını ardından, dövizde sert bir düşüş yaşandı.
Erdoğan’ın aldığı kararları İleri Haber’e değerlendiren iktisatçı yazar Mustafa Sönmez, başvurulan bu formülün çalışıp çalışmayacağının yaşayarak görüleceğini vurguladı. Ayrıca bu adımların tamamen erken seçim hamlesi olduğunu da belirten Sönmez, “Bu adımların erken seçime giderken hükümete kolaylık sağlayan, ekonomideki anomaliler, rahatsızlıkları azaltan bir operasyon olmasını umut ediyorlar” dedi.
Açıklanan tedbirler arasında, TL’ye yatırım yapanların kur artışından kaynaklanan zarar ile ihracat yapan şirketlere Merkez Bankası tarafından verilecek kur vaadinin gerçekleşmemesi halinde zararının Hazine’den, yani ‘diğer vatandaşların vergileriyle’ karşılanması gibi uygulamalar yer alıyor. Kurumlar vergisinin, yani patronlardan alınan verginin 1 puan düşürülmesi ile kamu bankalarından “öncelikli sektörlere” kredi verilmesi gibi hamleler de Erdoğan’ın dile getirdiği tedbirlerden.
Erdoğan’ın açıkladığı tedbirlerin ardından gün içinde 18,36’ya kadar yükselen dolar/TL kuru, kararın ardından 11,09 seviyesinin altını gördü. Euro/TL ise 20’yi görmesinin ardından 12,53 seviyelerine kadar geriledi.
‘DÖVİZİN KAPISI ZORLANMASIN DİYE YAPILAN HAMLE’
Gece bir anda alının kararın detaylarını açıklayan Sönmez, “Dünkü işlem hükümetin dövizdeki tırmanışı, yani doları 18 TL’nin eşiğine gelmesini frenlemek için yaptığı bir hamle. Özellikle Türk lirasında kalmış mevduat sahiplerini dövizi zorlamamaları için yapılmış teklif. Onlara denildi ki ‘Dövizden vazgeçin, size dövize geçmişsiniz gibi dövizden sağlayabileceğiniz getiriyi garanti ediyoruz. Türk lirası mevduat hesabı açarsanız bankaların mevcut faizlerinin üstüne eksik kalan miktarı döviz getirisi olarak gerçekleşecek, 6 ay ya da yıl sonunda. Eksik kalan kısmını biz size hazineden ödeyeceğiz.’ Böyle bir sistem getirildi. Böylece Türk lirasında kalanların dövizin kapısını zorlamamaları, dövizi talepleriyle daha da yukarı itmemeleri için yapılan bir çalışma oldu” sözlerine yer verdi.
Kamu bankalarının ve birçok kesimin döviz satışına gitmesiyle düşüşün sert yaşandığını kaydeden Sönmez, dövizin şimdilik düştüğünü, yeniden yükselebileceğini kaydetti.
UZUN VADEDE TL’Yİ NELER BEKLİYOR?
Uzun vadede neler olacağını anlatan Sönmez, şu sözlere yer verdi:
“Bir kere bu formül çalışır mı, çalışmaz mı yaşayarak göreceğiz. İnsanlar bu döviz getirisini garanti eden mevduat hesaplarını ne kadar açarlar bankalarda bilemiyoruz. Bu tabi hazineye yeni bir yük getirecek, hazinenin bunu karşılayabilmesi için yeni bir ek bütçe çıkması gerekiyor. Bu bütçe tabi kaynağı vergilerden gelecek. Döviz getirisinin garantisi halka yansıyacak vergi biçiminde. Ama daha da önemlisi buna ihtifad ne kadar olacak, insanlar tekrar dövize mi yönelecekler, dövizimi sağlam bir liman görecekler yoksa mevduata mı yönelecekler yaşayarak göreceğiz.
‘HALKA HAZİNE ÜZERİNDEN AĞIR BİR MALİYET GETİRİYOR’
Dövizin getirisini dış dünyadaki gelişmeler, içerde enflasyonun boyutları belirliyor. Çok ciddi bir güven meselesine dayanıyor her şeyden önce. Hükümete güvenmeyen kendi çıkarları açısından dövize yönelmeye devam edecek. Bu formülasyona güven duyanlar da belki deneyecekler, yaşayarak görebileceğimiz bir süreç. Son tahlilde halka hazine üzerinden ağır bir maliyet getiriyor.”
‘YÜK BÜYÜK ORANDA ALT VE ORTA GELİRLİYE BİNECEK’
Vergilerle mevduatta hesabı olanların açıklarının kapatılacağını öngören Sönmez, dolaylı yoldan ve ücretlerden alınan vergileri işaret etti. Bu vergilerin büyük bir kısmının alt ve orta gelirlilerden alındığına dikkat çeken Sönmez, şu sözlere yer verdi:
“Yük büyük oranda onlara binecek. Şimdi zaten mevcut bütçede bu yük taşınıyor bir de yeni yükler gelebilir vergi biçiminde. Ya da devlet borçlanmaya kalkarsa kaynağı yaratabilmek için, yüksek faizlerle borçlanır. Yüksek faizlerde yine bütçeden ağır faiz ödemeleri demek. Bunu da yine halktan almaya yönelecekler. Sonuçta bunun faturasını bütün topluma çıkaracaklar. Nasıl kullanılmayan köprünün yolun parasını kullanmayan insanlar bile ödüyorlarsa burada da örtülü faizin bedelini halka ödetecekler.”
ERDOĞAN’IN ADIMLARI ERKEN SEÇİM SİNYALİ Mİ?
AKP’nin seçim için bu hamleleri yaptığını söyleyen Sönmez, “Bunlar hep olumlu seçim ağını yakalamaya dönük adımlar. Bu adımların erken seçime giderken hükümete kolaylık sağlayan, ekonomideki anomaliler, rahatsızlıkları azaltan bir operasyon olmasını umut ediyorlar. Zaten Erdoğan’ın bütün hamleleri iktidarda kalmak, seçim olursa da seçilmek üstüne kurulu” diye konuştu.
EKONOMİ İÇİN EN DOĞRU HAMLE ‘SEÇİM’
Türkiye ekonomisinin en büyük sorununun ‘güven’ olduğunu kaydeden Sönmez, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Burada güven olmadığı için insanlar dövize yöneliyorlar. İnsanlar dövize yöneldiği zaman da enflasyon tırmanıyor, bunlar birbirini besliyor. Bu iktidara çok ciddi güven kırılması var, güvenin tazelenmesi için hızla seçime gitmek lazım. Eğer seçmenden bir rıza gelirse bu iktidar devam eder, rıza gelmezse seçmen değişim istiyor. Seçimdir en doğru hamle.
İktidar gitmeden ekonominin düzelmesi mümkün değil. Belli ki bir güvensizlik var ki bu kadar çok dolarlaşma var. Mevduatların 3’te 2’si dolardaysa demek ki bu hükümet Türk lirasına güven tesis edemiyor. Bu güvenin tesis edilmesi lazım, o da seçimden geçer.”