Türkiye kasımdan itibaren iki haneli enflasyonlar görecek
İleri Haber
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK); ekim ayı enflasyon rakamlarını açıklarken, tüketici fiyatları aylık yüzde 2, yıllık bazda 8,55 olarak gerçekleşti.
TÜİK tarafından açıklanan enflasyonun tek haneli olması tartışma yaratırken, söz konusu rakamları İktisatçı Mustafa Sönmez ile konuştuk.
‘TÜRKİYE KASIMDAN İTİBAREN İKİ HANELİ ENFLASYONLAR GÖRECEK’
Tek haneli enflasyonun ‘baz etkisi’nden kaynaklandığını belirten Sönmez, ”Yüzde 8.55’lik enflasyon sürpriz değil çünkü geçen yılın ekim enflasyonu yüksekti. Bu baz etkisi dediğimiz geçen yılın yüksek enflasyonuyla, bu yılın ekim ayının enflasyonunu karşılaştırınca böyle bir rakam çıkıyor. Bu aritmetik bir hadise ve kendi içinde de bir anlamı yok. Ama ekim ayında yüzde 2 enflasyon gelmesi, sadece aylık olarak kendi başına cok ciddi bir hadisedir. Şimdi kasımdan itibaren Türkiye tekrar iki haneli enflasyonlar görecek. Çünkü geçen kasımın enflasyonu, eylül ve ekime göre daha küçük gelmişti, dolayısıyla bizim yeni baştan iki haneli enflasyonlar yüz yüze gelmemiz kaçınılmaz.” dedi.
‘BAKILMASI GEREKEN ASIL VERİYİ TÜİK ÖNE ÇIKARMIYOR’
Sönmez, ”Harcamalar artarken enflasyon nasıl düşüyor?” sorusunu da yanıtladı:
”Bu aritmetiksel bir şey. Burada doğru olan bir başka veriye bakmak ama onu hem TÜİK onu yeterince öne çıkarmıyor, hem de yorumcular dikkate almıyorlar. Doğru olan her ay yaşanan enflasyonun on iki aylık ortalamasıdır. Ona baktığımızda yüzde 16 buçuk gibi bir enflasyon söz konusu. Esas olan, faturalara yansıyan, insanların yaptığı harcamalardır ki bu da 400 küsur maddenin ortalamasıdır. Sokaktaki insanın dikkat ettiği enflasyon, gelirini de dikkate alarak fark ettiği bir enflasyondur. Yani insanların gelirleri bir yılda yüzde 16 buçuk artmadı ama her şeyin fiyatı ortalama olarak yüzde 16 buçuk arttı. Dolayısıyla geliriniz artmadığı takdirde bunu tabi ki derinden hissedersiniz. Yani gideriniz artmıyor ya da yüzde 3-4 artıyor ama fiyatlar yüzde 16 artıyor. O zaman bunu çok daha derinden hissedersiniz. Bu doğrudan doğruya bir algı ve yorum meselesidir.”
‘YILLIK ENFLASYON YÜZDE 12’DEN AZ OLMAYACAK’
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın geçtiğimiz ay yaptığı enflasyon tahminin TÜİK verisi olarak açıklanmasına da değinen Mustafa Sönmez, şunları söyledi:
”Biz bunu Berat Albayrak’tan çok önce söyledik. Ekim ayında yıllık bazlı enflasyon tek haneye düşecek, o aritmetiksel bir şey. Onun için sürpriz değil. İllüzyon ya da çarpıtma değil ama şimdi yine bugünden söylüyoruz ki kasım ve aralık aylarında enflasyon çift haneli olacak ve yıllık enflasyon yüzde 12’den az olmayacak. Bunlar sürpriz değil, aşağı yukarı tahmin edilebilir şeyler.”
‘ENFLASYONUN NEDENİ TARIM VE DÖVİZ’
”Enflasyona kaynaklık eden iki önemli dinamik var” diyen Sönmez, şöyle devam etti:
”Biri tarım fiyatları. Tarımı çökerttikleri için fiyatların bir istikrar kazanması söz konusu değil. Hatta onu gördükleri için şimdiden Toprak Mahsülleri Ofisi’ne (TMO) ithalat izni verdiler. Yani yeni baştan gıda fiyatlarında çok ciddi artışlar geliyor. İthalatla terbiye etmeye çalışacaklar fiyatları. İkincisi döviz fiyatlarından kaynaklı maliyet artışları. Döviz fiyatlarını da çok aşağı çekebilmiş değiller. Hala 5.70-5.75 aralığında bir dolar fiyatı var. Dövizle yapılan ithalat her zaman bir maliyet artışı getiriyor. Onun için dünyada, Türkiye emsali ülkelerde enflasyon yıllık yüzde 3-4 iken, Türkiye’de aylık 2. Yıllığı en az 12 olmak üzere 15’e kadar yolu var.”
‘ASGARİ ÜCRETİN EN AZ ENFLASYON ORANINDA ARTIRILMASI GEREKİYOR’
Sönmez, ”Gelirler artmadığı için insanlar yoksullaşıyor. Esas önemli olan budur” diyerek sözlerini şöyle noktaladı:
”Fiyatların dünyada yüzde 2-3 artarken bizde 12-15 artması bir istikrarsızlık unsurudur. Yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilgi göstermemesi, içerideki yatırımcıların kararsız ve güvensiz kalmaları gibi olumsuzluklar yaratır ama esas önemlisi gelirlerdir. İşçi ücretleri ve emekli maaşları enflasyon oranında artırılmadığı takdirde eşitsizlik büyüyor, böylece yoksullaşma ciddi ölçüde artıyor. Türkiye’nin özellikle son bir iki yıldır yaşadığı ana problem budur. Bunun üstüne gitmek lazım. Yeniden belirlenecek olan asgari ücretin en az enflasyon oranında artırılması gerekiyor. Bunu talep etmek lazım. İşçi maaşları ve emekli ücretlerinde yüzde 15 artış talep edilmeli.”