CHP dışarıdan dizayn edilmek isteniyor
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sonrası CHP’deki tartışmalara, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri kura töreninde yaptığı açıklamalara dair konuştu.
Erdoğan’ın, kendisini eleştirmesi ve salonda bulunan hakim ve savcılar arasında alkışlamasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Alkışlayan hakim ve savcılar, benimle ilgili ya da CHP’li yönetici, iş insanı olabilir, bir dava önüne gittiğinde Erdoğan’ın yaptığı bu konuşmayı hatırlayacak. Nasıl karar verecekler? Devletin dini adalettir” dedi.
Seçim sonrası ve CHP’deki değişim tartışmaları dair Kılıçdaroğlu, “Toplumun bir travma yaşadığını kabul ediyorum. Biz mücadelemizi sürdüreceğiz. Bütün bu rezaletlere karşı tek sesini çıkaran biziz” vurgusu yaptı.
CHP’nin dışarıdan dizayn edilmeye çalışıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Parti içi sorunların parti içinde görüşülmesi, değerlendirilmesi, medya üzerinden değerlendirilmemesi yönünde arkadaşlarıma bir talimat verdim” ifadelerini kullandı.
‘DEVLETİN DİNİ ADALETTİR’
Kemal Kılıçdaroğlu, Sözcü yazarı Aytunç Erkin’in sorularını yanıtladı. Erdoğan’ın kendisiyle ilgili yaptığı konuşmanın ardından hakim ve savcıların alkışlamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bence bu konu her şeyden önemli. Hakim ve savcı toplantısı vardı. Onlar gidecekler ve görevlerini yapacaklar. Erdoğan çıktı ve orada beni eleştirdi. Ana muhalefet liderini, genel başkanını. Siz kalkıyorsunuz, adalet dağıtacak kişilere, politikalarını beğenmediğiniz ana muhalefet partisinin liderini eleştiriyorsunuz. Oraya katılan hakim ve savcılar da alkışlıyorlar. Alkışlayan hakim ve savcılar, benimle ilgili ya da CHP’li yönetici, iş insanı olabilir, bir dava önüne gittiğinde Erdoğan’ın yaptığı bu konuşmayı hatırlayacak. Nasıl karar verecekler? Devletin dini adalettir. Siz adaleti yok ettiğiniz zaman devleti yok edersiniz. Türkiye’de bütün bu olumsuzlukların kaynağı, hukukun üstünlüğü kavramının tamamen yok edilmesidir.”
‘HAKİM VE SAVCININ SİYASİ OTORİTENİN EMRİNDEN ÇIKMASI LAZIM’
Erkin’in Kılıçdaroğlu’na, “Sizin de dosyalarını var ve vekil değilsiniz artık” sözleri üzerine şu cümleleri kurdu:
“Evet, vekil değilim ve dokunulmazlığım kalktı. Ama bunları söylediğim zaman acaba Kılıçdaroğlu dokunulmazlık dosyaları nedeniyle mi böyle konuşuyor diyenler olacaktır. Hayır efendim! Eğer adaleti bu ülkede tesis edeceksek hakim ve savcının siyasi otoritenin emrinden çıkması lazım. HSK şu anda saraydan talimat alan bir kurum. Hakimlerin zorla emekli ettirilmesi, sürülmesi, hangi pencereden bakarsanız bakın adaletin olmadığını Mısır’daki sağır sultan da biliyor.”
‘O YILAN BİR GÜN SANA DA DOKUNUR’
Kılıçdaroğlu, “Hakim ve savcıların alkışlamasının ardından CHP ne yapacak? Nasıl bir yol izleyecek?” sorusuna ise şunları söyledi:
“Salı günü grup toplantısında söylediğim altı madde vardı. Bir firmanın lehine tamamlanmayan bir dosya üzerinden karar verilmesi için hakime, Adalet Bakanlığı’nın HSK’nın ve İstanbul’daki bazı yargıçların yaptığı baskının üzerine gidilmesi gerekiyor. Bugün baktım medyada sadece Birgün Gazetesi’nde yer almış. Şaşırdım, gerçekten şaşırdım. Yer almaması şu anlama geliyor: Kimse dokunmasın, bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Ama o yılan gelecek ve dokunacak size. Üzerine gidilmesi lazım. Baskı yapılan hakimin bulunması lazım, konuşur ya da konuşmaz.”
‘BİZ MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ’
Erkin’in “28 Mayıs’tan sonra CHP tartışılıyor. İnsanlarda umutsuzluk var, heyecan kayboldu. Değişime vurgu yapılan bir süreç olduğu için de baş gündem CHP. Umutsuzluğu siz de görmüyor musunuz?” diye sorması üzerine Kılıçdaroğlu, “Umutsuzluk değil. Toplumun bir travma yaşadığını kabul ediyorum. Bunu karabasana, umutsuzluğa çevirmek gibi bir geleneğimiz yok ve olamaz. Böyle olmamalı. O zaman her şeyi bırakacağım demektir. Biz mücadelemizi sürdüreceğiz. Bütün bu rezaletlere karşı tek sesini çıkaran biziz” dedi.
‘CHP DIŞARIDAN DİZAYN EDİLMEK İSTENİYOR’
CHP’nin dışarıdan dizayn edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Medyada yazılanlara dikkatle bakıyoruz. Bunların içinde haklı eleştiriler de var ama hiç kullanmadığımız cümleler de” diyerek şöyle devam etti:
“Bunların içinde trol hesaplar var. Bazen bu trol hesaplara inananlar ya da inanmayanlar var. Bunları doğrulatmak için gazeteci titizliğiyle araştıranlar da var. Sorun bu değil! Önümüzde ciddi bir sorun var ve bu sorunun adı ekonomi. Gerçekten mutfakta yangın var ve vatandaş bunu görüyor. Vatandaş gazetelerde sadece CHP’nin konuşulması, içişlerine müdahale edilmesi, CHP’nin bir anlamda dışarıdan dizayn edilmeye çalışılmasını içine sindiremiyor. Biz de sindiremiyoruz.
‘DERTLERİMİZİ PARTİ İÇİNDE KONUŞACAĞIZ MEDYADA DEĞİL’
Parti içi sorunların parti içinde görüşülmesi, değerlendirilmesi, medya üzerinden değerlendirilmemesi yönünde arkadaşlarıma bir talimat verdim. Yeni seçilen vekil arkadaşlarımla görüşeceğim. Artık parti içi tartışmaları tamamen bir tarafa bırakıyoruz ve ülkenin sorunlarına odaklanıyoruz. Gittiğiniz yerlerde, illerde, ilçelerde özellikle de oyumuzun düşük olduğu yerlerde ziyaretleri gerçekleştirin ve halkla buluşun. Onlara, sorunları nasıl çözeceğimizi anlatın diye talimat verdim. Bu talimata karşı parti içine yönelik konuşmam doğru olmaz. Partideki arkadaşlarım artık bulundukları illerde ilçelerde her yerde halkın sofrasına oturacak ve onların sorunlarını kamuoyuna taşıyacak.”