Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan ve AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulan “Tarımda Milli Birlik Projesi” tepki toplamaya devam ediyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ‘Projenin holdingleşmenin önünü açmak suretiyle, yerli ve milli tarımı bitirme projesi’ olduğunu belirtirken, Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Diyarbakır Şubesi Başkanı Samet Ucaman, “Bu projeyle kamu menfaati şirketlere devrediliyor” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkenin tarımsal yapısını tüm kurumlarıyla birlikte tamamen değiştirecek olan Tarımda Milli Birlik Projesi’nin, Türkiye’de uygulanmasının çözüm üretmeyip yeni sorunlar üreteceğini belirtti. Bu projenin, yerli ve milli tarımı yok etmek için hazırlanmış bir proje olduğunu vurgulayan Gürer, “AKP iktidarı, güya tarımda yaşanan sorunların çözümü için hazırladığı proje ile yurtdışındaki tekellerin taleplerini öne alıyor” dedi.
‘YERLİ VE MİLLİ TARIMI BİTİRME PROJESİ’
Tarımının kurulacak olan bir şirkete devredilmek istendiğini anlatan Ömer Fethi Gürer, “Bu şirketin yarısına özel sektör ortak olacak. Aralarında TMO, Atatürk Orman Çiftliği, Türk Şeker, ÇAYKUR gibi kuruluşlar şirket iştiraki haline gelecek. Davul boyunlarında asılı ama tokmak başkasında olacak. Bu yerli ve milli tarımı bitirme projesidir” diye konuştu.
PROJE ÜRETİCİ KORUMUYOR
Gürer, “Üretici ürününü değerinde satamayacak, tüketici ise pahalılığa mahkum edilecek” sözlerini dile getirirken “Uluslararası tekellerin ülkemizdeki kontrolü, ithalat, bağımlılık daha da artacak. Çiftçi şirketin kararlarına teslim edilecek. Sertifikalı tohum sonrası bu kez çiftçinin, üreticinin ekeceği, üreteceği ürünler şirket kontrolüne geçecek. Fiyatları şirket belirleyecek, çiftçinin geliri düşüp zamanla kendi topraklarında amele durumuna düşürülecek. Tarımda kooperatifçiliğin sonu getirilecek. Sömürünün, tekelleşmenin önü açılacak, Kırsal kalkınma diye bir kavram kalmayacak, tekeller kalkındırılacak” dedi.
‘GERÇEĞİ YANSITMIYOR’
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Diyarbakır Şubesi Başkanı Samet Ucaman, “milli” iddiasıyla yola çıkıldığını ancak bunun gerçeği yansıtmadığını vurguladı. “Unilever gibi küresel bir şirket ve sayılan diğer şirketlerin ortaklık yapıları, üreticilerin, tüketicilerin, meslek kuruluşlarının ve kamunun hiçbir şekilde söz sahibi olamayacağı, neoliberal politikalara göre belirlenecek bir milli tarımı açıkça göstermektedir.
