Avukatlar Can Atalay için adliye önlerinden seslendi
İleri Haber
Gezi Davası tutuklusu Ş. Can Atalay’ın, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili olarak seçilmesi, mazbatasını alması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) kaydının yapılmasına rağmen halen cezaevinde tutulmasına karşı meslektaşları Türkiye’nin birçok kentinde eylem yaptı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Atalay’ın mazbatasını almasına rağmen serbest bırakılmamasına ilişkin “Gezi davası anayasal düzenle alakalı bir konu anayasanın 14. maddesindeki dokunulmazlık kapsamı dışında olan dosyalardan” sözlerine yer vermişti.
ANKARA’DA POLİS AVUKATLARA SALDIRDI
Yaşanılan hukuksuzluğa karşı Ankara’da da Sıhhiye Adliyesi önünde açıklama yapan avukatlara polis saldırdı. Polisler adliye içinde basın açıklaması yapmak isteyen avukatları saldırarak engellemek istedi. Engelleme gerekçesi olarak Başsavcının talimatı olduğunu belirtirken, avukatlar başsavcıyla görüşmek için adliyeye girmek istedi. Avukatlara saldıran polisler çok sayıda kişiyi yaraladı.
‘DİRENİŞİMİZİ KESİNLİKLE KIRAMAYACAKLAR’
Saldırı ardından konuşan Adalet İçin Hukukçular’dan Av. Eren Gönen, şu sözlere yer verdi:
“Bugün burada Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tahliye edilmemesi sebebiyle Yargıtay’a sesimizi duyurmak için buluştuk. Ancak Sıhhiye Adliyesi önünde polis müdahalesiyle, polis provokasyonuyla karşı karşıya kaldık. Bizim sesimizin çıkacağı yerler adliyelerdir, koridorlardır, sokaklardır. Hiçbir zaman sözümüzü esirgemedik, bundan sonra da esirgemeyeceğiz. Dolayısıyla polislerin yapmış olduğu müdahaleyi kesinlikle kınıyor ve bizim direnişimizi kesinlikle kıramayacaklarını bir kez daha ilan ediyoruz.”
KADIGİL: CAN MECLİS BAŞKANI ADAYI OLDU, USÜL TARTIŞMASI BİLE OLMADI
İstanbul Adliyesi önünden Atalay için seslenen TİP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, “Can çıkacak, Hatay’ın ve tüm suçlarınızın hesabını soracak” diye konuştu.
Basın açıklaması öncesi konuşan Kadıgil, şu sözlere yer verdi:
“Herkes şunu çok iyi bilsin ki bu mesele sadece bir Türkiye İşçi Partisi meselesi değil, bu mesele sadece Can Talay’ın da meselesi değildir. Şuanda Silivri zindanlarında hukuksuzca esir tutulan kişi Can Atalay değil, Can Atalay’ı oylarıyla depremdeki yıkımın hesabını sormak üzere Meclis’e yollayan Hatay halkına yöneliktir. Bakın Can Atalay aday olabildi mi, evet. İl Seçim Kurulu’ndan mazbatasını aldık mı, aldık. Resmi Gazete’de yayınlandı mı, yayınlandı. Biz dün Meclis’te Meclis Başkan seçimi yaptık. Orada Can Atalay’ın adaylığına bir itiraz dahi gelmedi. Devlet Bahçeli yönetiyordu o Meclis’i, usül tartışması bile açılmadı.
‘CAN ÇIKACAK, HATAY’IN VE TÜM SUÇLARINIZIN HESABINI SORACAK’
Can Atalay’ın seçilmiş Milletvekili olduğu konusunda kimsenin en küçük bir şüphesi yok, sadece atanmış bir adet Adalet Bakanı hariç. Ne dedi bu zaat çıkıp, ‘Evet, 83. Madde var ama Can’a uygulanmaz’ dedi. Neden, çünkü Can hükümlüymüş. Yalan bir, Can hükümlü falan değil. Can hukuksuz bir dosyada esir olarak tutuklu bulunuyor şuan da Silivri zindanlarında. Ve dün 14. Maddeden bahsediyorlar, neymiş Gezi Davası Anayasa’nın 83. Maddesine girmezmiş. Hükmü veren kim, çiçeği burnunda Adalet Bakanının gönlü olsa gerek. Çünkü ortada bir mahkeme kararı yok ve suçlu ortada suçluluğu ispat edilinceye kadar herkes masum bulunur ve seçilmiş bir milletvekilini siyasi iradeyle esir tutmak suçtur. Biz bu suçu her gün Can’ı serbest bırakmadığını her dakika, her köşede yüzünüze vurmaya devam edeceğiz. Çünkü şunu çok iyi biliyoruz, Can Can olduğu için değil ve sadece Gezi Davası olduğu için değil, Hendek’te, Soma’da, Aladağ’da ve Türkiye’nin dört bir yanında sizin işlediğiniz suçlara karşı durduğu için şuan hapiste. Ama Can çıkacak, Hatay’ın ve tüm suçlarınızın hesabını soracak.”
URFA: BEDELİ NE OLURSA OLSUN HATAY HALKININ TEMSİLCİSİNİ MECLİS’E GÖNDERECEĞİZ
Kadıgil’in açıklamasının ardından konuşan TİP PM üyesi Özgür Urfa ise, şu sözlere yer verdi:
“21 yıl sonra ellerinden gelen her şeyi yapmalarına rağmen bu halkın yarısı keyfiliğe, hukuksuzluğu, adaletsizliğe boyun eğmiyor. Buradan iktidara bir kez daha sesleniyoruz, herkes şahit olsun 2013 yılında Taksim Gezi Parkı’na o kışlayı nasıl yaptırmadıysak Can Atalay’ı da Silivri Cezaevinde esir tutulmasına izin vermeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun Hatay halkının temsilcisini Meclis’e göndereceğiz.
Can Atalay’ın milletvekili olduğu dün 5’inci kere tescil edildi. 14 Mayıs’ta seçildi, 25 Mayıs’ta İl Seçim Kurulu’ndan mazbatasını aldı, 30 Mayıs’ta Resmi Gazete’de ilan edildi, 2 Haziran’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kaydı yapıldı, 7 Haziran’da Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na aday oldu. Bir kişinin milletvekili olduğunun anlaşılması, izah edilmesi, kabul edilmesi için daha kaç kere tescil edilmesi gerekiyor. Onlar Can’ı dışarı çıkarmadıkları sürece onlatın karşısına Can Atalay’ı çıkaracağız. Her birimiz Can Atalay olup onların karşısına dikileceğiz.
‘CAN ÇIKACAK, HALKINI SAVUNACAK’
Buradan bir uyarı da Yargıtay’a yapıyoruz, Anayasa’yı kanunları uygulamamak siyasi iradenin talimatıyla hareket etmek suçtur. Bu suçun hesabı bugün değilse, yarın mutlaka sorulur. Bu hukuksuzlukların hepsi kayıt altına alınıyor, hesabı elbet sorulacak.
6 Şubat’ta meydana gelen depremde enkaz altında kalan 10 binlerce insanın hesabını Can Atalay soracak, Hatay halkı soracak, biz soracağız. İşte bu yüzden Can Atalay’ı serbest bırakmıyorlar, başka enkazlar yaratıp onların altında kalmamızı istiyorlar. İzin vermeyeceğiz. Can çıkacak, halkını savunacak.”
TAŞÇI: ADALET BAKANININ BEYANI SUÇTUR
Adliye önüne konuşan Can Atalay’ın avukatı Sosyal Hukuk Derneği’nden Akçay Taşçı, “Şu anda istediğimiz tek şey şudur. Anayasa hala ayakta ise bir hukuk devletinin kırıntısı dahi varsa yorumlara açık bırakılmaksızın Anayasa’nın 83. Maddesi uygulanmak zorundadır ve Can Atalay derhal tahliye edilmelidir. Yargılanması devam eden bir dava hakkında Adalet Bakanı’nın beyanda bulunması gibi bir görevi yoktur. Tam tersine yaptığı her beyanat suçtur. Bunu reddediyoruz” dedi.
ANTALYA
Antalya Adliyesi önünde yapılan açıklamayı Adalet İçin Hukukçular adına Av. Tuncay Koç okudu.
MERSİN
Mersin’de Özgür Çocuk Parkı’nda yapılan açıklamayı Adalet İçin Hukukçular, Çağdaş Hukukçular Derneği Mersin Şubesi ve Demokrat Avukatlar Grubu adına Ahmet Paket okudu.
İZMİR
İzmir Adliyesi C Kapısı önünde yapılan açıklamayı Aytekin Aktaş okudu.
DENİZLİ
Can Atalay için Denizli Adliyesi önünden seslenen Av. Ezgi Sünney, “Hatay için çalışmalarına başlamak üzere derhal serbest bırakılmalıdır” dedi.
SAKARYA
Sakarya Adliyesi’nde yapılan açıklamayı ise Saadet Diriarın okudu.
7 İLDE ORTAK AÇIKLAMA
İstanbul, İzmir, Ankara, Mersin, Denizli, Antalya ve Sakarya’da eş zamanlı yapılan eylemde şu sözlere yer verildi:
Gezi Davası nedeniyle bir yılı aşkın süredir haksız şekilde Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan meslektaşımız Av. Ş. Can Atalay, 14.05.2023 tarihinde gerçekleştirilen 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri sonucunda, Hatay halkının oyları ve iradesi ile Türkiye İşçi Partisi Hatay milletvekili seçilmiştir.
Mazbatası Hatay İl Seçim Kurulu tarafından düzenlenerek avukatlarına teslim edilmiş, milletvekili olarak seçildiğine ilişkin Yüksek Seçim Kurulu kararı 30.05.2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Son olarak 2 Haziran Cuma günü Can Atalay’ın TBMM kaydı yapılmıştır.
Seçilme yeterliliği bulunan, milletvekili olarak seçilen ve mazbatasını alan bir milletvekilinin, seçimin üzerinden on beş günden fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen hala tahliye edilmemiş olması kabul edilemez” sözlerine yer verdi.
Her türlü hukuka aykırı uygulamayı “milli irade” bohçasına sokarak kendince meşruiyet zemini yaratan siyasi iktidarın, “milli iradenin” temeli olarak gördüğü seçim sandığına ve o sandıktan çıkan iradeye saygı duymaması; açıkça halk iradesinin gasp edilmesi, Hatay halkının iradesinin yok sayılmasıdır.
Hatırlatıyoruz:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83. Maddesine göre; “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.”
Milletvekillerinin yasama dokunulmazlığının niteliği ve halkın oyları ile milletvekili seçilen bir kişinin tutukluluğuna ilişkin çok sayıda yargı kararı ve yaklaşık otuz yıllık yerleşik içtihat bulunmaktadır.
Anayasa Mahkemesi’nin daha önce Mustafa Balbay, Sebahat Tuncel, Enis Berberoğlu, Leyla Güven, Ömer Faruk Gergerlioğlu başvurularına dair verdiği kararlar ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun tüm bu kararlara atıfla verilen Cumhuriyet Davası’na ilişkin bozma kararı, seçilmiş bir milletvekilinin cezaevinden tahliyesinin hakimin takdir yetkisi içerisinde değerlendirilebilecek bir husus değil, bir anayasal zorunluluk olduğunu ortaya koymaktadır. Buna rağmen Can Atalay için hâlâ tahliye kararı verilmeyerek TCK’nin 109. maddesinde düzenlenen “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçu işlenmektedir.
Halihazırda milletvekili olarak seçilmiş olan Can Atalay, seçmenlerinin iradesini parlamentoda temsil etmek, yasama faaliyeti içerisinde yer almak ve deprem bölgesinde olan Hatay için çalışmalarına başlamak üzere derhal serbest bırakılmalıdır.