Ekonomi

Buğday, arpa ve mısır ithalatında gümrük vergileri neden sıfırlandı?

Murat Büyükyılmaz- @muratbuyukyilmz

Buğday, arpa ve mısır ithalatında gümrük vergisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan kararla 31 Aralık 2020’ye kadar sıfırlandı. Peki, uzmanlar ve üreticiler bu kararı nasıl yorumluyor?

Kararı hakkında İleri Haber’e konuşan Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, “Enflasyonu düşürmek bahanesiyle gümrük vergilerinin düşürülmesi veya sıfırlanması, bir süre için ürün fiyatlarını baskılamakta; ancak ucuz ithal ürünlerle rekabet şansı bulunmayan üreticinin tarımı, toprağı terk etmesine yol açmakta, bu sarmalda fiyatlar tekrar yükselmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.

‘TARIM TEKELLERİ DESTEKLİYOR’

Hükümetin, çiftçinin değil şirketlerin çıkarlarını koruyan politikalar uyguladığını belirten Erdem, “Tarımsal üretimde koruma duvarlarını kaldırmak, başka ülkelerin sübvansiyonlu ürünlerine kapıları sonuna kadar açmak anlamına gelmektedir. Gümrük vergisi oranlarını düşürmek veya sıfırlamakla son tahlilde üretim değil ithalat teşvik edilmektedir. Böylelikle ülkemize tarım ürünleri satan çokuluslu tarım tekelleri ve yerli ithalat lobileri desteklemektedir. “ ifadelerini kullandı.

‘DÖVİZ KURUNDAKİ ARTIŞLAR ÜRETİM MALİYETLERİNİ DOĞRUDAN ETKİLİYOR’

Hububatta gümrük vergisini sıfırlamanın gerçek nedeninin döviz kurundaki hızlı artışın ucuz ithalatın cazibesini yok etmesi olduğunu belirten Erdem, “Ancak yapılan her ithalatın tarımsal üretimimizi olumsuz etkilediği unutulmamalıdır. Tarımsal üretimde kullanılan tohum, gübre, tarım ilacı ve makineleri gibi girdiler büyük oranda ithal edildiğinden döviz kurundaki artışlar üretim maliyetlerini doğrudan etkilemektedir.” dedi.

ÖRGÜTLENME VURGUSU

Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, “Halkımıza ucuz ve sağlıklı gıda sağlamanın yolu, ithalat yoluyla çok uluslu tarım tekelleri ve yerli ithalat lobilerine sunulan döviz kaynaklarının kendi üretimimiz için kullanılmasından geçmektedir. Üreticilerin örgütlenerek kendi ürünlerini işlemek ve doğrudan tüketicilere ulaştıracak zinciri oluşturmaktan başka çareleri yoktur.” uyarılarıyla sözlerini sonlandırdı.

Ziraat mühendisi Süleyman Hartavioğlu ise, dünya buğday piyasasını değerlendirerek, ABD’de buğday üretiminin geçen döneme göre %5 düşük gelmesi ve dünyanın en büyük buğday alıcılarından Endonezya’nın salgın dolayısıyla ithalat kotasını artırma kararının buğday fiyatlarını hareketlendirdiğini belirtti. Endonezya’nın en büyük tedarikçilerinden ABD ve Avustralya üretiminin beklentilerinin altında gelmesinin Endonezya’nın yeni tedarikçiler aramasına sebep olduğunu ifade eden Hartavioğlu, bu durumun dünya piyasasına artan fiyat olarak yansıdığına dikkat çekti.

ÜRETİM POLİTİKALARINDA DEĞİŞİME GİDEN ÜLKELER GIDA GÜVENLİĞİNİ ÖN SIRALARA KOYUYOR’

Çin ile ABD arasındaki ticaret savaşları ile birlikte özelikle tarım emtialarında başrol oyuncusu ülkelerin korumacı tedbirler aldığı belirten Hartavioğlu, üretim politikalarında değişime giden bu ülkelerin gıda güvenliğini ön sıralara koyduğu aktardı.

‘PİYASA, SANAYİCİYE ÜRÜN TEDARİKİ YAPAN ARACILARA TESLİM EDİLDİ’

Hartavioğlu şöyle devam etti:

“Sonuç olarak tüm dünyada baklagil ve tahıl piyasası yükselmeye başladı. Ne yazık ki dünyada bunlar olurken Türkiye bu anlamda bir strateji geliştiremedi ve ithalat politikası ile sorunları kısa vadeli çözme yoluna girince üretim tehlikeye düştü. Tahıl fiyatlarının ve ithalatın bu noktaya gelmesi aslında son 30 yıla dayanır. Son 30-40 yılda artan girdi maliyetlerinin önüne geçilmedi yani tarımda girdi verimliliği göz önünde tutulmadı. Stok yönetim yapılmadı, taban fiyatlar hasattan sonra açıklandı. Lisanslı depoculuğa gereken önem verilmedi ve TMO yanlış ihale politikası sürdürdü. Üretim ve verim tahminleri tahmini yapılarak piyasa spekülasyona müsait hale getirildi. Çiftçi/sanayici dengesi gözetilmedi. Piyasa sanayiciye ürün tedariki yapan aracılara teslim edildi. Piyasayı düzenleyebilecek güçlü kurumlar sanayici baskısını aşamadı. Piyasa kontrolü sağlanamadı.”

‘ÇİFTÇİ, TÜCCARIN PENÇESİNDEN KURTULMALI’

Yapılması gerekenler konusunda da görüşlerini dile getiren Hartavioğlu, şöyle konuştu:

“Piyasayı düzenleyebilecek güçlü kurumlar, üreticinin girdi maliyetlerini düşürecek hamleler yaparak çiftçiyi tüccarın pençesinden kurtarmalı. Doğru ve sahadan verilerle stok kayıt altına alınmalı zira kayıt altına alınmayan yönetilemez. Planlı üretime geçilmeli. Kıraç alanlarda su isteği düşük ürünler ekilerek üretim miktarı artırılmalı. Lisanlı depoculuk hızlandırılmalı ve bu yönde üretici bilgilendirilmeli. Dünyadaki gelişmeler takip edilerek strateji belirlenmeli zira küresel iklim etkisi, ticaret savaşları ve salgın hastalıklar artık dünya gıda üretimini olumsuz yönde etkiliyor bu etkilere göre strateji belirlenmeli aksi takdirde ithalat yapılacak ülke bile bulunamaz.”

‘BU KARARDAN ÖZEL SEKTÖR FAYDALANACAK’

Buğday, arpa ve mısır ithalatında gümrük vergisinin sıfırlanması kararını İleri Haber’e değerlendiren bir diğer isim, aynı zamanda bir buğday üreticisi de olan ziraat mühendisi Faik Toy ise söz konusu kararın iç piyasada fiyatları düşürmek için alınmasına rağmen ters tepeceğini düşündüğünü belirterek şöyle konuştu:

“Bildiğim kadarıyla TMO zaten sıfır gümrükle ithal ediyordu, bu karardan özel sektör faydalanacak. Tabii ki bir işe yaramayacak. Yurtdışı piyasalarda buğday fiyatları zaten yüksek. Makarnalık buğdaylar 320-330 dolar, ekmeklik buğdaylar 250 dolar civarında seyrediyor. Bir de bunlara ülkemize taşıma vb. masraflar eklendiğinde çok yüksek fiyatlar ortaya çıkıyor. TMO 2500 TL’ye (330 dolar) mal ettiği makarnalık buğdayı görev zararı yazarak sanayiciye 1950 TL sattı ama iç piyasada 1900 TL olan makarnalık buğdayın bu gün Gaziantep ticaret borsasında 2450 TL’ye çıkmasına sebep oldu. Şimdi özel sektör ithal edince hangi fiyata mal ederse fiyat o olur.”

‘İPİN UCU KAÇMIŞ DURUMDA’

Özel sektörün ithal ettiği buğdaya TMO gibi görev zararı yazamayacağını hatırlatan Toy, “Netice itibari ile yüksek fiyatlarla ithal edilecek buğdaylar gümrük vergileri sıfır olsa bile iç piyasamızdaki fiyatları daha da yukarı taşır diye düşünüyorum. İpin ucu kaçmış durumda.” dedi.

‘ÇİFTÇİYE VERDİKLERİ ÇOK DÜŞÜK FİYATLARIN CEZASI’

Fiyatlandırma ve dış ticaret politikaları ile ilgili olarak yapılması gerekenleri de sıralayan Toy, şu değerlendirmelerde bulundu:

”Bunun doğrusu şuydu. TMO fiyat açıklarken baskılanmış fiyatlar açıklamayacaktı. İyi fiyat vererek bu yıl diğer yıllara göre iki kat fazla stok yapacaktı. İşte o zaman istediği kadar buğdayı piyasaya istediği fiyattan sürer piyasada fiyatların aşırı yükselmesine engel olabilirdi. İthalata bel bağladıklarından dünya piyasasında da fiyatlarında böyle yükseleceğini tahmin edememiştiler. Çiftçiye verdikleri çok düşük fiyatların cezası bu. İlahi adalet.”

 



Yazıyı Kaynağından Okuyun →

Mert Ege

Editör, 28 yaşında, Gazetecilik mezunu. Gündemi takip ederek sizlere en güncel ve gerçek haberleri ulaştırmayı hedefler. Objektif ve ilkeli yayın kendisi için en önemli ve hassas konuların başında gelir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu