Danıştay, TTB’nin İstanbul Sözleşmesi başvurusunu reddetti
TTB’nin İstanbul Sözleşmesi’nin iptalinin reddine ilişkin Danıştay kararı hakkındaki temyiz başvurusu, oy çokluğuyla reddedildi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının ardından çok sayıda kişi, kurum ve siyasi parti tarafından dava açılmış ve konuya yargıya taşıyanlar arasında Türk Tabipleri Birliği (TTB) de yer almıştı. Açılan 200’den fazla davaya ilişkin duruşmalar, 2022 yılının nisan, mayıs ve haziran aylarında gruplar halinde görülmüştü.
Danıştay savcısı “sözleşmeden çekilme kararının iptali” yönünde görüş sunarken, Danıştay 10. Dairesi ise İstanbul Sözleşmesi’nin feshine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının iptal istemini ikiye karşı üç oyla reddetmişti. Bunun üzerine TTB, 30 Ağustos 2022 günü Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz başvurusunda bulunmuştu.
TTB BAŞVURUSU
TTB’nin temyiz başvurusunda özetle; karar gerekçesinde, idari işlemin yargısal denetime tabi unsurlarının salt yetkinin varlığı ile karşılandığı, yetki varlığının diğer tüm unsurlarının da delil sayıldığı belirtilmiş ve davalı idarenin Anayasa ile kısıtlanan bir alanda işlem tesis ettiğine yönelik itirazın yanıtsız bırakılması eleştirilmişti.
İstanbul Sözleşmesi’nin insan hak ve özgürlükleri metni olduğunun anımsatıldığı başvuru metninde; yetki unsurunun yorum yoluyla, sebep unsuru yokluğunun ise sebep ikamesi ile karşılandığı ve böylece gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği ifade edilmişti. Başvuruda toplumsal cinsiyet ayrımcılığına dayalı hak ihlallerinin önlenmesinin salt mevzuat ile değil, politik tercihlerle mümkün olduğu, insan hakları metinlerinin değer yargılarına göre şekillenemeyeceği de dile getirilmişti.
OY ÇOKLUĞU İLE RET KARARI
Cumhuriyet’te yer alan habere göre Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, TTB’nin temyiz başvurusunu oy çokluğu ile reddetti ve Danıştay 10. Dairesi’nin kararını onadı. Kurulun karara karşı sunulan karşı oy gerekçesinde ise dava konusu Cumhurbaşkanlığı kararının Anayasa’ya aykırı olduğu, bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerektiği belirtildi.
Kadına yönelik şiddetin sürdüğü, iç hukuktaki 6284 sayılı yasanın ise kadınları gerçek anlamda korumada tek başına yeterli olmadığı vurgulanan karşı oy gerekçesinde; İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının sebep, konu ve amaç öğeleri yönünden de hukuka aykırı olduğunun altı çizildi.