Ekonomi

Hazine’den rekor borçlanma: Bu neyin hazırlığı?

Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, Hazine’nin günden güne borçlanmasını ve mayısta 20 milyarlık borç ödemesine karşılık 76 milyar borç alınmasını bugünkü köşesine taşıdı. ”Hazine niye bu kadar borçlanıyor?” başlıklı yazısında iki görüşe yer veren Aktaş, ilk görüşün Hazine’nin koşulları uygun bulup borçlandığı ve elini güçlendirdiği olduğunu söylerken, bir diğer görüşün ise Hazine’nin herhangi bir duruma karşı hazırlık yapıyor olabileceği olduğunu aktardı.

”Hazine mayıs ayında tam 76 milyar liralık iç borçlanmaya gitti. Bu bir rekor. Beş aydaki borçlanma da 230 milyar lirayı buldu.

Bu borçlanma büyüklüğü karşısında ekonomi çevreleri ikiye bölündü:

Hazine düşük faizle borçlanarak iyi yapmış ve kasasını güçlendirmiştir.

Hazine böylesine yüklü borçlanmaya gittiğine göre yakın dönemde yaşanacağından endişe edilen bir olumsuzluğa karşı hazırlık yapmaktadır.

Hazine iç borçlanmada rekor üstüne rekor kırıyor. Nisandaki 60.9 milyar lira, aylık bazda bir rekordu. Şimdi o rekor da geride kaldı. Hazine mayıs ayında tam 75.6 milyar liralık iç borçlanmaya gitti.

Hazine mayıs ayında 13.4 milyarı anapara, 6.5 milyarı da faiz olmak üzere 19.9 milyar lira iç borç ödemesi gerçekleştirdi. Bu ödemeye karşılık şimdiye kadar görülmedik düzeyde borç alındı. Mayıs ayındaki borçlanma biraz önce de belirttik, tam 75.6 milyar lira oldu.

Böylece mayıs ayındaki iç borç çevirme oranı, yani 100 liralık borç ödemesi için ne miktarda borç alındığını gösteren oran yüzde 380 düzeyine çıktı.

Mayıs ayındaki 75.6 milyar liralık borçlanma ve 19.9 milyar liralık ödemenin tümü TL cinsinden değil. Bu tutarlara döviz ve altın cinsi ihraçlar ile altına dayalı kira sertifikası da dahil. İşte hesaplama yalnızca TL cinsinden yapıldığında iç borç çevirme oranı yüzde 399.7’ye tırmanıyor.

Nisan ve ardından mayısta rekor düzeyde borçlanmaya gidilmesiyle yılın ilk beş ayındaki borçlanma 230 milyar lirayı buldu. Bu dönemdeki anapara ve faiz ödemesi 116 milyar lira oldu, iç borç çevirme oranı da yüzde 198’e ulaştı.

İlk beş aydaki 230 milyar liralık borçlanma, şimdiye kadarki yıllık borçlanmaları bile aştı. Daha önce yıllık bazda en yüksek borçlanma 211 milyarla 2019 ve 159 milyarla 2010 yılında gerçekleşmişti.

İyi mi yapıyor, kötü mü?

Ekonomi çevreleri Hazine’nin yüksek tutarlı bu borçlanması karşısında farklı görüşler dile getiriyor; bu düzeyde borçlanmanın iyi mi, kötü mü olduğunu sorguluyor.

Görüşler sanki taban tabana zıt…

Bir taraf Hazine’nin doğru yaptığını dile getiriyor. Diğer taraf ise böylesine bir borçlanmanın ya çaresizlik anlamına geldiği ya da gelecekte yaşanmasından kaygı duyulan bazı olumsuzluklara karşı hazırlık amacı taşıdığı görüşünde.

Borçlanıyor, çünkü… -1-

Dedik ya, ekonomi çevreleri rekor düzeydeki bu borçlanma konusunda ikiye ayrılmış durumda. Hazine’nin son iki ayda 136.5 milyarı, beş ay toplamında ise 230 milyarı bulan borçlanmasının haklı nedenleri olduğunu ve bu borçlanmanın çok makul koşullarda gerçekleştirildiğini savunan bu kesim özetle şu görüşleri dile getiriyor:

“Bir pandemi sürecinden geçiliyor. Böyle bir dönemde Hazine’nin elinin güçlü olması gerekir. Hazine’nin kasası neredeyse 160 milyar liralık bir büyüklüğe erişti. Üstelik bu büyüklük zorlanılarak, yüksek faizlerle borç alınarak oluşturulmadı. Hazine’nin mayıs ayında yüzde 8 dolayında faizle borçlandığı görülüyor. Bileşik faiz, Merkez Bankası politika faizinden bile düşük.

Hazine rahat ve düşük faizle borçlandı, çünkü bankaların aktif rasyosunu tutturmak için kağıt alması gerekiyordu.

Hazine’nin döviz cinsinden borçlanmasına gelince… Bir kere bu yeni bir uygulama değil. Ayrıca Hazine döviz cinsinden borçlanmayı yurtdışından olabilecek borçlanmaya göre daha düşük faizle yaptı. Altı aylık dönem için dolar cinsi borçlanmada yüzde 1.75, euro için yüzde 1.25 kupon ödemesi söz konusu. Şu dönemde yurtdışından borçlanmada yıllık bazda yaklaşık bir puan daha fazla faiz ödenmesi gerekirdi.”

Borçlanıyor, çünkü… -2-

Hazine’nin son aylarda böylesine yüklü miktarda borçlanmasına başka pencereden bakanlar da var:

“Zaman zaman yüklü borçlanmalara gidilmesi anlaşılır bir durumdur ama bazı konuları gözden kaçırmamak gerekir. Şu dönemde ilk akla gelen Hazine’nin herhangi bir hazırlık için mi böylesine borçlanmaya gittiğidir.

Hazine niye güçlü bir kasaya sahip olmak istemektedir? Siyaseten bir gelişme yaşanması olasılığı mı vardır; yoksa koronada ikinci bir dalgadan ve bunun yaratacağı ekonomik yıkımdan mı endişe edilmekte ve buna karşı önlem alınmaktadır?

Ayrıca Hazine bu faiz düzeyini adeta kaçırılmaması gereken bir oran olarak görüyorsa bir anlamda gelecek için daha yüksek faiz beklentisi içinde demektir. Bu da doğal olarak enflasyonun yükseleceği beklentisi içinde olunduğu anlamını taşır.

Hazine’nin borçlanması, ağırlıkla bankaların borç vermesi anlamına geldiğine göre, bankaların kaynaklarını buraya tahsis etmesinin altında ne yattığına da bakmak gerekir. Adeta kredi vermeye zorlanan bankacılık kesimi belli ki bundan kaçınmaktadır.”

Yazıyı Kaynağından Okuyun →

Mert Ege

Editör, 28 yaşında, Gazetecilik mezunu. Gündemi takip ederek sizlere en güncel ve gerçek haberleri ulaştırmayı hedefler. Objektif ve ilkeli yayın kendisi için en önemli ve hassas konuların başında gelir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu