İflas ve konkordatonun faturası işçiye kesilecek: Bankalara öncelikli alacak garantisi!
Tugay Candan – @TugayCandann
Mail: [email protected]
AKP’nin getirdiği ve TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülecek olan İcra ve İflas Kanunu’nda değişiklik teklifi ile bankaların şirket iflasını beklemeden ipotekli malları satmasının önü açılırken, konkordato sürecinde yine banka alacaklarının işçi alacaklarının önüne geçmesi amaçlanıyor.
31 Aralık 2020 tarihi itibarıyla Türkiye’de konkordato ilan eden şirket sayısı 2 bini, iflas eden şirket sayısı ise 1200’ü aştı. AKP’li milletvekilleri tarafından hazırlanan ve konkordato ile iflas sürecinde alacakları yeniden düzenleyen İcra ve İflas Kanunu’nda değişiklik teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak.
“Alacaklı ve borçlu arasında menfaat dengesinin azami derecede korunması ilkesi esas alınarak konkordato kurumunun daha işlevsel hale getirilmesi” gerekçesiyle” getirilen teklifin içeriği ise şirketlerin konkordato sürecini uzatmadan hızla iflasa götürecek düzenlemeleri içerirken, bankaların ise alacakları garanti altına alınıyor.
Teklifin 3. maddesinde yer alan ve 2004 Sayılı Kanunun 295. maddesine eklenen “Şu kadar ki, rehinli malın konkordato projesine göre işletme tarafından kullanılması öngörülmüyor veya kıymeti düşecek ya da muhafazası masraflı olacak ise 297. maddenin ikinci fıkrasındaki usule göre satışına izin verilebilir. Satış gelirinden rehinli alacaklıya rehin miktarı kadar ödeme yapılır” fıkrasıyla ipotekli bankaların şirketin iflasını dahi beklemeden ipotekli malların satışını gerçekleştirmesinin önü açılıyor.
BANKALARIN ALACAĞI EN ÖNDE
Öte yandan konkordato ve iflas süreçlerinin asıl mağdurları işçiler için ise teklifte herhangi bir kolaylaştırıcı madde bulunmazken, tersine finans kurumlarının alacakları, işçi alacaklarının önüne geçiriliyor.
Teklifin 7. maddesinde, 2004 Sayılı Kanunun 308/c maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesi “Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere geçici mühlet kararından sonra komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordato konkordato şartlarına tabi değildir, temerrüt halinde mühlet sırasında dahi icra takibine konu edilebilir ve 206. madde kapsamında rehinli alacaklardan hemen sonra, diğer bütün alacaklardan önce ödenir; malvarlığının terki suretiyle konkordato yahut sonraki bir iflasta 248. madde kapsamında masa borcu sayılır” şeklinde değiştirilerek, finans kuruluşlarının alacakları öne alındı.
KAYI İNŞAAT İŞÇİLERİ: İŞÇİYİ DEĞİL, BANKAYI KORUYORLAR
Bu değişikliğin yakından ilgilendirdiği Kayı İnşaat işçileri ise, kendi lehlerine düzenleme beklerken mağduriyetlerini katmerleyen bir teklifle karşılaştı. İşçilerin örgütlü olduğu İnşaat İşçileri ve Emekçileri Sendikası (İnşaat-Sen) tarafından teklife tepki gösterildi.
İnşaat-Sen açıklamasında, “Görüyoruz ki batık şirketlere siyasal iktidar da hazırlık yapıyor. Ancak AKP’li vekillerin hazırladığı Adalet Komisyonu’na gelen teklif bankaların lehine, işçilerin aleyhine olan bir düzenlemedir. Teklifte yer alan maddeler, şirketlerin konkordato sürecini uzatmadan hızla iflasa götürecek düzenlemeleri içeriyor. Bankaların, finans şirketlerinin alacakları teklifte her yönüyle garanti altına alınıyor. Teklifte, yıllar boyu alın teri döken ama hakkını alamayan işçilere bir kelime dahi yer verilmemiş. Kanun teklifi çok açık ve kısa özetle; işçiyi değil bankaları koruyor” denildi.
TEKLİFİ REDDETME ÇAĞRISI
Açıklamada ayrıca şu ifadeler kullanıldı:
“İnşaat-Sen, 2021 Ocak ayından beri Kayı İnşaat işçilerinin alacakları için mücadele ediyor. Karşımızda batık bir inşaat şirketi var. Tüm bankalar, tüm alacaklılar koşarak işçi alacaklarının önüne geçmeye çalışıyor. ‘Hukuka’ göre ipotekli bankalar işçinin hakkından önce geliyor. Biz bu bankalardan yana hukukun değişmesi için, Kayı İnşaat işçilerinin alacaklarını alabilmesi için bakanlıklardan adım bekliyoruz. Ancak biz çözüm ve düzenleme beklerken 49 AKP’li milletvekilinin imzasıyla ‘bankaların alacaklarının kurtarılması’ için kanun teklifi Adalet Komisyonu’na getiriliyor.
Bu düzenleme; ne konkordatoda ne de iflasta işçiye öncelik yok demektir. İşçilerin verdiği emekle bankaların verdiği faizli borç eşit değildir. İşçi alacaklarını yok sayan, bankaları koruyan her düzenlemeye de yasaya da kökten itiraz ediyoruz. Bu anayasaya da insan haklarına da aykırıdır. Bankaları daha güçlü, büyük patronları daha zengin, işçileri daha zayıf konuma düşürecektir. Bari anayasanın sosyal devlet ilkesini de kaldırın, olsun bitsin.
Adalet Komisyonu’nun her bir üyesinin, Kayı İnşaat işçilerinin aylardır yürüttüğü mücadeleye yüzünü dönmesini bekliyoruz. 400 işçinin bir batık şirket karşısında verdiği ekmek kavgası, bu teklifin geri çekilmesi ve reddedilmesi için yeterlidir.
Adalet Komisyonu’nda yer alan bütün milletvekillerini, bu teklifi reddetmeye ve bankaların sermayesini değil işçinin hakkını korumaya çağırıyoruz.”