Kavcıoğlu, TCMB Genel Kurulu’nda konuştu
Enflasyona ilişkin açıklamalarda bulunan Şahap Kavcıoğlu, “İklim koşulları gıda fiyatlarının küresel düzeyde yüksek seyretmesine neden oluyor” derken, Kur Korumalı Mevduat uygulamasına ilişkin de konuştu, Kavcıoğlu, “Döviz kurunda sağlıksız fiyat oluşumlarının önü alındı” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Genel Kurulu, TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun konuşmasıyla başladı. 2021 yılında küresel iktisadi faaliyetlerin olumlu bir seyir izlediğini ve Türkiye’nin de benzer şekilde süreçten etkilendiğini savunan Kavcıoğlu, “Son dönemde kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, bölgesel farklılıklar olmakla birlikte, dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyretmeye devam ettiğine işaret etmektedir” dedi.
İş gücü piyasasında iyileşme olduğunu ve bunun sonucunda işsizlik oranlarının düştüğünü öne süren Kavcıoğlu, enflasyon konusunda ise “Girdi maliyetlerindeki yükselişler, iklim koşulları, kuraklık, bazı ülkelerde gıda ihracatına yönelik özel kısıtlamalar ve stok sıkıntıları gıda fiyatlarının küresel düzeyde yüksek seyretmesine neden oluyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin de küresel artışlardan etkilendiğini söyleyen Kavcıoğlu, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın da enerji fiyatlarında artışa neden olduğunu belirtti.
Sözlerinin devamında “Liralaşma Stratejisi”nden bahseden ve Kur Korumalı Mevduat uygulaması ile dövizdeki sağlıksız fiyat oluşumlarının engellendiğini savunan Kavcıoğlu, “TCMB’nin tüm uygulamaların odağı, fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla finansal sistemin liralaşmasını sağlamak olacaktır” şeklinde konuştu.
‘KÜRESEL İKTİSADİ FAALİYET GÜÇLÜ BİR SEYİR İZLEDİ, ÜLKEMİZ DE BENZER ŞEKİLDE ETKİLENDİ’
Kavcıoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
“Salgın kaynaklı olarak bazı dönemlerde belirsizliklerin artmasına rağmen, küresel iktisadi faaliyet 2021 yılı genelinde güçlü bir seyir izlemiştir. Ülkemiz de bu gelişmelerden benzer şekilde etkilenmiştir. İktisadi faaliyet 2021 yılının ilk yarısında salgının sınırlayıcı etkilerine rağmen, iç ve dış talep kaynaklı olarak güçlü seyretmiş, yılın ikinci yarısında ise dış talebin artan etkisiyle gücünü korumuştur.
‘AŞILAMA, HİZMET VE TURİZM SEKTÖRLERİNİN CANLANMASINA OLANAK TANIDI’
Yıl genelinde aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması salgından olumsuz etkilenen hizmetler ve turizm sektörlerinin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımıştır. Bu görünüm altında, 2021 yılında büyüme oranı yüzde 11 olarak gerçekleşmiş ve uzun dönem eğiliminin üzerinde kalmaya devam etmiştir. Büyümenin kompozisyonunda ise sürdürülebilir bileşenlerin payı artmıştır.
‘YURT İÇİ İKTİSADİ FAALİYET, DIŞ TALEBİN OLUMLU ETKİSİYLE GÜÇLÜ SEYRETTİ’
Son dönemde kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, bölgesel farklılıklar olmakla birlikte, dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyretmeye devam ettiğine işaret etmektedir. Yaşanan jeopolitik sorunların ihracatımız üzerindeki doğrudan yansımalarının da sınırlı olacağını düşünüyoruz.
Türkiye’nin jeopolitik konumu ile ihracatçıların ürün ve pazar çeşitlendirmedeki kabiliyetlerinin, son dönemdeki sıcak çatışma ortamı nedeniyle yaşanan ihracat kayıplarını telafi edeceğini ve ihracat performansımız üzerinde destekleyici rol oynayacağını öngörüyoruz.
‘İŞ GÜCÜ PİYASASINDAKİ İYİLEŞME İKTİSADİ FAALİYET GÖRÜNÜMÜYLE UYUMLU DEVAM ETTİ’
2021 yılında iktisadi faaliyette gözlediğimiz güçlü seyir iş gücü piyasasına da olumlu yansımış ve işsizlik oranları düşmüştür. Yılın ilk çeyreğinde, tarım dışı istihdam, hizmet sektöründen gelen sınırlı katkıya rağmen sanayi sektörünün desteği ile salgın öncesi düzeylere ulaşmıştır. Yılın ikinci çeyreğinde, iş gücüne katılım oranı dönemlik olarak sınırlı bir oranda artarken istihdamdaki artış işsizlik oranlarının düşüşünde etkili olmuştur. Yılın üçüncü ve son çeyreğinde de iş gücü piyasasındaki iyileşme iktisadi faaliyet görünümüyle uyumlu olarak devam etmiştir.
‘İKLİM KOŞULLARI GIDA FİYATLARININ KÜRESEL DÜZEYDE YÜKSEK SEYRETMESİNE NEDEN OLUYOR’
2021 yılında küresel enflasyon, salgının seyrine bağlı olarak gelişen arz kısıtları, emtia fiyatlarındaki artış, arz-talep uyumsuzlukları ile hızla yükselmiştir. Enerji ve enerji dışı emtia fiyatlarındaki artışlar küresel enflasyon dinamikleri üzerinde ana belirleyicilerden biri olmaktadır. Petrol fiyatlarında, yeni varyantın yarattığı talep belirsizliğinin azalmasının yanı sıra jeopolitik gerilimler ve süregelen arz sıkıntıları gibi faktörlerden dolayı yükseliş eğilimi gözlenmektedir.
Enerji fiyatlarına benzer şekilde, gıda fiyatlarının enflasyon dinamikleri üzerindeki belirleyici etkisi de tüm dünyada önemini koruyor. Girdi maliyetlerindeki yükselişler, iklim koşulları, kuraklık, bazı ülkelerde gıda ihracatına yönelik özel kısıtlamalar ve stok sıkıntıları gıda fiyatlarının küresel düzeyde yüksek seyretmesine neden oluyor.
‘EMTİA FİYATLARINDAKİ GELİŞMELERİN YANSIMALARINI TÜRKİYE’DE DE GÖZLEMLİYORUZ’
Uluslararası gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki bu gelişmelerin yansımalarını Türkiye’de de gözlemliyoruz. Bu gelişmeler çerçevesinde, üretici fiyatlarının ülkemizde olduğu gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde de yüksek seyretmesi enflasyon dinamikleri açısından önem arz etmektedir.
Uluslararası emtia fiyatları, tedarik zincirlerinde devam eden sorunlar ve enerji fiyatlarına bağlı olarak üretici fiyatlarındaki yükseliş eğilimi sürmektedir. Üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki fark, son zamanlarda birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomide uzun vadeli eğilimlerin üzerinde seyretmeye devam etmektedir.
‘SICAK ÇATIŞMA ORTAMI ENERJİ MALİYETİ ARTIŞINDA ÖNEMLİ BİR ROL OYNUYOR’
Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Son dönemde yaşanan sıcak çatışma ortamının yol açtığı enerji maliyeti artışları da önemli bir rol oynamaktadır. Sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmekteyiz.
‘LİRALAŞMA STRATEJİSİ’ AÇIKLAMASI
Bu çerçevede 2022 yılı Ocak-Mart döneminde politika faizinde bir değişiklik yapmadık. Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip ediyoruz. Bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla tüm politika araçlarımızda kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme sürecine devam etmekteyiz.
“Liralaşma Stratejisi”nin politika gözden geçirme sürecinin asli unsurlarından biri olduğunu belirtmek isterim. “Liralaşma Stratejisi” yeni finansal ürünler, teminat çeşitlendirilmesi ve likidite yönetimi uygulamaları vasıtasıyla, Türk lirasının sistemdeki kullanımını merkeze alan bütüncül bir yaklaşımla oluşturulmaktadır.
‘KUR KORUMALI MEVDUAT İLE DÖVİZ KURUNDA OLUŞAN SAĞLIKSIZ FİYAT OLUŞUMLARININ ÖNÜ ALINDI’
Bu strateji kapsamında TCMB olarak bir dizi uygulamayı hayata geçirdik. Bildiğiniz gibi 2021 yılı Aralık ayında yabancı para ve altın mevduatların TL’ye dönüşümünü destekleyerek, TL mevduat tercihinin güçlenmesi yönünde bir adım attık. Daha yakın bir zamanda yurt dışında yaşayan yerleşik kişiler ile sahip oldukları şirketlerin tasarruflarını anavatanlarında değerlendirmeleri için YUVAM hesaplarını uygulamaya aldık. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tamamlayıcı ürünüyle birlikte döviz kurlarında oluşan sağlıksız fiyat oluşumlarının önü alınmış oldu.
‘UYGULAMALARIN ODAĞI, FİNANSAL SİSTEMİN LİRALAŞMASINI SAĞLAMAK OLACAK’
TCMB’nin politika gözden geçirme sürecinde “Liralaşma Stratejisi” çerçevesinde, yakın, orta ve uzun vadede devreye alınacak tüm uygulamaların odağı, fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla finansal sistemin liralaşmasını sağlamak olacaktır.”