Kılıçdaroğlu, eğitim politikalarını anlattı
İleri Haber
Eğitim politikalarına ilişkin bir video paylaşan Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, MEB’i siyasetin girmediği bağımsız bir yapıya dönüştürmek istediğini söyledi.
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, vaatlerine ilişkin sosyal medya hesabından paylaştığı videolara “eğitim” başlığıyla bir yenisini ekledi. Kılıçdaroğlu, söz konusu videoyu Twitter’da, “Türkiye’nin geleceği için çalışmaya devam etmek zorundayız. Bizi paramiliter hiçbir yapı yolumuzdan alıkoymamalı. Bugün Türkiye’nin en can yakıcı konusuna, devrimsel bir proje ile yanıt veriyorum. Eğitim” notuyla paylaştı.
Eğitim sisteminden kimsenin memnun olmadığını belirten ve 3,5 milyon çocuğun eğitim dışında olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Eğitimi siyasi saiklerle yönetmeye kalkarsan o sistem çöküyor. O zaman en önemli reform Milli Eğitim Bakanlığı’nı dünyada kabul görmüş, pedagojik kurallara göre yönetmek ve siyasetin etkisinden arındırmak” ifadelerini kullandı.
“Devrim” diyerek nitelendirdiği eğitim politikaasını da paylaşan Kılıçdaroğlu, Milli Eğitim Bakanlığı’nı siyasetin girmeyeceği bağımsız bir yapıya dönüştürmek istediğini ifade etti ve “Kapıları siyasi müdahalelere tamamen kapalı olacak bu yapı sayesinde eğitimin, eğitimin yıldız uzmanları ve onların oluşturduğu kurullar yönlendirecek” diye konuştu.
‘EĞİTİM HEPİMİZİN EN HAYATİ MESELESİ’
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Sevgili halkım, sevgili gençler. Bugün sizinle uzun süredir üzerinde çalıştığım hayati bir meseleyi konuşacağız. Eğitim meselesi. Yani hepimizin en hayati meselesi. Kim olursak olalım, neye inanırsak inanalım, eğitim bu ülkede berbat olduğunu ve çocuklarımızı sakatladığını hepimiz biliyoruz. Eğitim sistemimiz çok uzun yıllardır sistematik bir şekilde tarumar edildi. Son 20 yılın faturası ise çok ağır oldu. Bu iktidar, 8 kez milli eğitim bakanı değiştirdi. Eğitim sistemi 17 kez değişti. İnanabiliyor musunuz buna? Tam 17 kez. Sanki yapboz tahtası… Bugün eğitimden ne öğrenciler mutlu, ne öğretmenler ne de veliler… E nasıl mutlu olsunlar? Böylesine hoyratça tüketilmiş bir eğitim sisteminden kim mutlu olabilir ki?
‘3,5 MİLYON ÇOCUK EĞİTİMİN DIŞINDA’
Sevgili halkım, işin bir başka acı yönü daha var. Türkiye’de bir ailenin üstlendiği eğitim harcaması, OECD ortalamasının 2 katından fazla. Düşünün. Hem halkı fakirleştirdiler hem de eğitim harcamalarını OECD ortalamasının 2 katına çıkardılar. Anneler babalar, eğitim masraflarının altında ezildi. Çocuklarına yetemiyor olmanın yürek burukluğunu yaşar oldular. Bakın bu ülkede fakir fukaranın, makus talihini kırabilmesinin tek yolu eğitimdir. Ben bunu kendimden bilirim. Yoksulun elinden bu fırsatı alırsanız, bir daha kendi hayatını değiştirme ihtimali bırakmazsınız. Bakın, Türkiye’de 3,5 milyon çocuk eğitimin dışında. Bu ülkede evini geçindirmek için eğitimden koparılan çocuklar var.
‘EN ÖNEMLİ REFORM MEB’İ SİYASETİN ETKİSİNDEN ARINDIRMAK’
Ekonomiyi batıranlar, bu çocukları yoksulluk döngüsüne hapsettiler. O çocukların kendi anne babalarından daha iyi bir geleceğe sahip olma şansını ellerinden aldılar. Tüm sorunların farkındayım, çözümleri için de uzun süredir çalışıyorum. Millet İttifakı olarak ilan ettiğimiz Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde eğitime dair çerçevemizi çizdik fakat çok daha fazlasını hayata geçireceğiz. Ben bugün o politikaları anlatmayacağım. Vaktiniz varsa siz onları okur, incelersiniz. Ben bugün eğitimde yapacağım en büyük devrimi açıklayacağım. Düşündüm, taşındım, ‘İyi eğitimin en büyük düşmanı nedir?’ diye, çok basit bir yanıtı var: Siyaset. Eğitimi siyasi saiklerle yönetmeye kalkarsan o sistem çöküyor. O zaman en önemli reform Milli Eğitim Bakanlığı’nı dünyada kabul görmüş, pedagojik kurallara göre yönetmek ve siyasetin etkisinden arındırmak.
‘EĞİTİMDE YAPACAĞIM EN BÜYÜK DEVRİM, MEB’İ BAĞIMSIZ BİR YAPIYA DÖNÜŞTÜRMEK’
Siyasi partilerin siyaset üstü milli konularda hadlerini bilmesi ve o alana siyaset sokmaması. Eğitimde yapacağım en büyük devrim, Milli Eğitim Bakanlığı’nı Merkez Bankası gibi bağımsız bir yapıya dönüştürerek içini asla siyasetin girmeyeceği bir kurum haline getirmektir. Kapıları siyasi müdahalelere tamamen kapalı olacak bu yapı sayesinde eğitimin, eğitimin yıldız uzmanları ve onların oluşturduğu kurullar yönlendirecek.”