Tüm oklar ‘üst düzey sorumlular’ı gösteriyor
Tugay Candan
Çorlu Tren Katliamı davasında 14. duruşma görüldü. Bilirkişi ek raporunun okunduğu duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklama kararı almadı ve davayı 1 Eylül tarihine erteledi.
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018 tarihinde meydana gelen katliamda, 7’si çocuk 25 kişi hayatını kaybetti ve 300’den fazla kişi yaralandı. Katliam sonrası demir yolu hattına ilişkin ihmaller zinciri basına yansırken, yakınlarını kaybeden aileler adalet mücadelesi vermeye başladı.
Katliamın üzerinden 5 yıl geçerken, geride kalan süreçte 13 duruşma görüldü ve gelinen aşamada tutuklu kimse kalmadı. Davanın bugün görülen 14. duruşması öncesinde yakınlarını kaybeden aileler ve davayı takip edenler, Çorlu Santral Parkı’nda bir araya geldi.
Katliamda hayatını kaybedenlerinin fotoğraflarının yer aldığı ve üzerinde “Adalet istiyoruz” ifadelerinin yer aldığı bir pankart açılırken, hukuksuz şekilde cezaevinde tutulan ve katliam davasının da avukatlarından biri olan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay’ın da fotoğrafları da ailelerin elinde yer aldı.
‘ÇORLU’NUN HESABI SORULACAK’
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygün ile Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun da aralarında yer aldığı kitle, buluşma noktası olan parktan, duruşmanın görüleceği Halk Eğitim Merkezi’ne sloganlarla yürüyüşe geçti.
‘ÜST DÜZEY YÖNETİCİLER YARGILANMADIĞI SÜRECE DAVA KAPANMAYACAK’
Davanın görüleceği Halk Eğitim Merkezi önünde, Mısra Öz ve Zeliha Bilgin açıklama yaptı. Katliamda oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz, “Biz buradan artık elimiz boş dönmek istemiyoruz” dedi. Katliamda kızı, 2 kardeşi ve yeğenini kaybeden Zeliha Bilgin ise “Üst düzey yöneticiler yargılanmadığı sürece bu dava kapanmayacak” ifadelerini kullandı.
Duruşma öncesi katliamda hayatını kaybedenler ve Can Atalay’ın fotoğrafları, Halk Eğitim Merkezi’in duvarlarına bırakıldı. Katliamın yaşandığı dönem Ulaştırma Bakanı olarak görev yapan Ahmet Arslan’ın fotoğrafı da duvarda yer aldı.
DURUŞMA BAŞLADI
Duruşma, saat 10.00 itibarıyla başladı. Önceki duruşmada oluşturulması karar verilen bilirkişi ek raporu okunurken, raporda, taban zemininin taşıma gücü bakımından yeterli olduğu ve dolcu için uygun malzeme kullanıldığı savunuldu.
Raporda, “Demir yolu üzerinde ray bozuklukluklarından dolayı seyir güvenliğini etkileyecek bir bozukluk yoktur” ve “Söz konusu kazanın en büyük nedeni yağıştır” ifadeleri yer aldı.Yağışkara karşı önlem alınabileceği notu da raporda yer aldı.
Asli kusurlu olarak TCDD Genel Müdürlüğü Arge Müdürlüğü ve TCDD. 1. Bölge Müdürlüğü ve yol bakım görevlisi atamaktan sorumlu ilgili birim gösterildi.
‘ADALETTEN BAŞKA BİR ŞEY İSTEMİYORUZ’
Zelia Bilgin, duruşmada, “Ben adaleti görmeden ölmek istemiyorum. Sanıkların artık cezalarını çektiklerini görmek istiyorum” derken, Mısra Öz ise “Söylenecek söz kalmadı. Adaletten başka şey istemiyoruz” dedi.
Mısra Öz’ün babası Mehmet Öz de “Çorlu’da sel diyorlar, yeni açılan Sivas yolu da çöktü. Burada kabahatli yağmur değil. Denetleme yok, suçlu da yok. Ama artık yeter, adalet yerine gelsin” ifadelerini kullandı.
‘KARAR VERİCİ KİMSE, BU DOSYADA O YARGILANMALI’
Duruşmada söz alan aile avukatlarının ifadelerinden öne çıkanlar şöyle:
Evren İşler: Bu raporun en önemli kısmı risk analizleri ile ilgili kısım. TCDD o hale gelmiş ki işine geldiğinde kamu otoritesini arkasına alan, işine geldiğinde özel bir kurum. Mevzuatın belirttiği önlemler asgari önlemlerdir. Meali: Ben asgarisini söylerim sen gerekeni yaparsın. Yurttaşla ilişkisini yurttaşlık üzerinden değil, müşteri gözüyle kurduğu için bunlar oluyor. Aradan 4 yıl geçmesine rağmen Adli Tıp Kurumu hala ‘Yağmur sorumlu’ diyebiliyor. Bu raporda da çelişkiler görüyoruz. Bu aşamadan sonra önemli olan mahkemenizin kararıdır. Bu sanıklar yetmez, çok daha önemlisi dosyadaki tüm veriler TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın’ı işaret ederken, bunu yok sayamazsınız.
Akçay Taşçı: Bütün yollar aynı yere çıkıyor. Bu kazanın sebebi sistemsel, kararı merkezidir. Temel sebep Genel Müdürlüktedir. Bu sorun ancak Genel Müdürlük nezdinde çözülebilirdi, çözülmedi. Karar verici kimse, o bu dosyada yargılanmalıdır. Kamusal bir makamsınız, yaptığımız suç duyurusunun aynısını sizin yapmanızı istiyoruz.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Çorlu Örgütü’nün de takip ettiği duruşmaya, Parti Sözcüsü Sera Kadıgil dahil oldu.
MÜTALAA AÇIKLANDI
Duruşmada, savcı mütalaasını açıkladı. Katılan vekillerinin talepleri hakkında bir yeni bir keşif ve bilirkişi inceleme yapılması talebinin reddini, katılan vekillerinin; sorumluluğu bulunan TCDD’nin üst düzey yetkilileri hakkında mahkemenin suç duyurusunda bulunması talebinin reddini ve sanıkların tutuklanması talebinin reddini talep etti.
ARA KARAR AÇIKLANDI, DAVA ERTELENDİ
Duruşmaya verilen ara sonrası mahkemeye heyeti, ara kararını açıkladı. Bilirkişi incelemesi yapılması talebinin gelecek celsede görüşülmesine karar verildi ve dava, 1 Eylül’e ertelendi.
AİLE VE AVUKATLARDAN AÇIKLAMA
Davanın görüldüğü Halk Eğitim Merkezi’nde, duruşması sonrası aile ve avukatları tarafından açıklamalar yapıldı. Sanıklara, delillere ve Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) gelen yanıtlara işaret eden Öz, “Tüm bunlar artık yapılması gerekenin, TCDD’nin üst sorumlularının yargı karşısına çıkarılması olduğunu gösteriyor” dedi.
TİP Sözcüsü Sera Kadıgil de duruşma sonrası yaptığı değerlendirmede, üst düzey sorumluların yargılanmadığını hatırlatarak, “Burada yargılananlar azmettiriciler değil; suçun gerçek failleri hala yönetici pozisyonlarında oturmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Aile avukatlarından Onur Şahinkaya, dosyaya sunulan bilirkişi raporunu hatırlattı ve yargılanmayan esas sorumluların, Anakra’da olduğuna işaret edildiğini ifade etti.
Dava sürecinin başlangıcını hatırlatarak sözlerine başlayan ve ailelerin mücadelesine dikkat çeken avukat Evren İşler ise savcılığın, üst düzey sorumlular hakkında iddianame hazırlamaktan ısrarla kaçındığını belirtti. “Bu inat kırılmadığı sürece hepimiz bir gün bir trende ölebiliriz” diyen İşler, TCDD’nin gerekli denetimler olmaksızın tren hatlarını işletmeye devam ettiğini vurguladı.
NE OLMUŞTU?
8 Temmuz’da meydana gelen ve 25 kişinin hayatını kaybettiği katliam sonrası Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kusurlu bulunan TCDD 1. Bölge Müdürlüğü Halkalı 14. Demiryolu Bakım Müdürlüğü’nde müdür olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği’nde çalışan Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği’nde Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında “taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis istemiyle Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Sanıkların tutuksuz yargılandığı dava sürürken, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı alınan yeni bilirkişi raporunun ardından soruşturmanın genişletilmesine karar verdi. Başsavcılık, kazanın meydana gelmesinde hava durumunun takip edilmemesi, hava durumunun takip edilememesi nedeniyle olumsuz hava koşullarında demir yolu hattının özel olarak muayene edilememesi, menfezin ve çevresindeki hat kesimin gerekli bakımlarının, temizliğinin, yabani otla mücadelesinin yapılmaması, kaza yeri menfezinin İstanbul istikametindeki büzün tıkalı olması nedeniyle, büze gelen yağmur suyunun aradaki kanal vasıtasıyla kaza menfezine yönelmesi sebeplerinin etkili olduğunu değerlendirdi.
Değerlendirmenin ardından başsavcılık; kazada sorumlulukları bulunduğunu anlaşılan, TCDD 1. Bölge Müdürlüğü’ndeki görev yapan Nihat Aslan, Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli, Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, Üst Yapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Levent Kaytan, Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras, yol kontrolörü Burhan Ortancıl, mühendisler Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya hakkında Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açıldı.
5 Ekim 2022’de görülen davanın 11. duruşmasında, dönemin TCDD 1. Bölge Demiryolu Bölge Bakım Müdürü Mümin Karasu hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek” suçundan tutuklanmak üzere yakalama emri çıkartılmasına karar verildi. Karasu duruşmaya katılmadığı için hakkında tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkarılmıştı fakat Karasu yakalama kararı sonrası vekaletname çıkarmak için gittiği noterde hakkında hiçbir işlem yapılmamıştı. 5 gün boyunca tutuklanmayan sanık Karasu, 10 Ekim günü ifade için Çorlu Adliyesi’ne gittikten sonra tutuklanarak Çorlu Cezaevi’ne gönderildi.
Ancak mahkeme bir sonraki duruşmayı beklemeden 45 gün içinde Karasu’nun tutukluluğuna yapılan itirazı kabul ederek, yurt dışı yasağıyla tahliyesine karar verdi.